Cumhuriyet Dönemi Partiler ve İnkilaplar – Özet – Ders Notu ve Soruları
* I. TBMM savaş yıllarında yıprandığı için 1 Nisan 1923’te meclisin seçimle yenilenmesi kararı alınmış, 11 Ağustos 1923’te de II. TBMM açılmıştır.
* 11 Ağustos 1923’ten 1 Ekim 1927’ye kadar çalışan II. TBMM’ye “İnkılâp Meclisi” de denilmiştir.
SİYASİ ALANDA YAPILAN İNKILÂPLAR
– Siyasi alanda yapılan inkılâplar şunlardır;
> I. TBMM’nin Açılması
> Saltanatın Kaldırılması
> Cumhuriyetin İlanı
> Halifeliğin Kaldırılması
> Partiler ve Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
> 1921 ve 1924 Anayasaları
CUMHURİYETİN İLANI
(29 EKİM 1923)
– Cumhuriyet’in ilanına ortam hazırlayan gelişmeler şunlardır;
* Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
* II. TBMM’nin açılması (11 Ağustos 1923)
* Lozan Barış Antlaşması’nın II. TBMM’de onaylanması (23 Ağustos 1923)
* Yeni Türk Devleti’nin ilk siyasi partisi olan Halk Fırkası’nın kurulması (9 Eylül 1923)
* Türk ordusunun İtilafların boşalttığı İstanbul’a girmesi (6 Ekim 1923)
* Ankara’nın başkent olması (13 Ekim 1923)
* Mecliste meydana gelen hükümet bunalımı (25 Ekim 1923)
NOT-1: Bakanların tek tek meclis içerisinden seçilmesi, hükümeti oluşturmayı ve sürdürmeyi zorlaştırmaktaydı (Meclis Hükümeti Sistemi). Bu yüzden bir an önce Cumhuriyeti ilan edip Kabine Sistemi’ne geçmek gerekmekteydi.
NOT-2: Ülkenin işgalden kurtarılması ve saltanatın kaldırılmasından sonra milletvekilleri arasındaki görüş ayrılıkları artmaya başladı. Bu da hükümet bunalımını iyice arttırdı.
– Cumhuriyet’in ilanını gerektiren nedenler şunlardır;
* I. TBMM’nin açılmasıyla başlayan rejim konusundaki tartışmalar
* Saltanatın kaldırılmasından sonra oluşan Devlet Başkanlığı Sorunu
* Yeni Türk Devleti’nin yapacağı inkılâplara en uygun rejimin Cumhuriyet olması
* Meclis Hükümeti Sistemi’nin zamanla işleyemez hale gelmesi ve yaşanan hükümet bunalımları (1923 sonbaharında Fethi Okyar Hükümeti’nin çekilmesi sonucu)
> 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Anayasanın birinci maddesinin sonuna yapılan ekle, “Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyettir.” denildi.
– Cumhuriyet’in ilanı ile Yeni Türk Devleti’nin Şu Önemli Sorunları Çözümlenmiştir;
* Yeni Türk Devleti’nin adı konuldu. Böylece rejim konusundaki tartışmalar sona erdi.
* Gazi Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı seçilerek Devlet Başkanlığı sorunu da kesin olarak çözüme kavuştu.
* Meclis Hükümeti Sistemi’nden Kabine Sistemi’ne geçildi (Başbakan’ı olan hükümetlerin kurulması sağlandı.). Böylece Meclis’te yaşanan hükümet bunalımları da sona erdi. Ayrıca devlet işleri ivme kazandı ve yapılacak inkılâplara ortam hazırlandı.
* İlk Cumhuriyet Hükümeti’ni kurma görevi İsmet Paşa’ya (Başbakanlık) verildi.
* Fethi (Okyar) Bey de TBMM Başkanlığı’na seçildi.
NOT: Cumhuriyet’in ilanı ile ulusal egemenliğin sağlanması yönünde en önemli adımlardan biri daha atılmış oldu.
>> Teşkilat-ı Esasiye (1921 Anayasası) Kanunu’nda, 1923 yılında yapılan değişiklikler;
>>> “Türkiye Devleti’nin rejimi cumhuriyettir.” maddesi anayasaya eklenmiştir.
>>> Devletin başkanı Cumhurbaşkanı’dır.
>>> Cumhurbaşkanı’nın, TBMM tarafından kendi üyeleri arasından seçilmesi kararı alınmıştır.
>>> Cumhurbaşkanlığı süresinin 4 yıl olması ve aynı kişinin tekrar Cumhurbaşkanı seçilebilmesi karara bağlanmıştır.
>>> Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve TBMM üyeleri arasından seçilir.
>>> Bakanlar başbakan tarafından TBMM üyeleri arasından seçilecek ve Cumhurbaşkanı tarafından meclisin onayına sunulacaktır.
>>> Devletin dininin İslam ve resmi dilinin Türkçe olduğu hükmü getirilmiştir.
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi, cumhuriyetin ilanının doğurduğu sonuçlardan biri değildir?
A) Hükümet kurmanın yeni yönteme bağlanması
B) Devletin rejiminin adının konması
C) İstiklal Marşı’nın kabul edilmesi
D) Devletin başkanının belirlenmesi
E) Halifeliğin kaldırılması
(2009 – KPSS)
Cevap: C
> Kabine Sistemi’nde;
>>> Cumhurbaşkanı, Meclis üyeleri arasından Başbakan’ı seçer,
>>> Başbakan da Meclis üyeleri arasından diğer bakanları seçer,
>>> Seçilen Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’in güvenoyuna arz olunur ve güvenoyu alan Hükümet göreve başlardı.
CUMHURBAŞKANLARIMIZ
1) M. Kemal Atatürk 6) Fahri Korutürk
2) İsmet İnönü 7) Kenan Evren
3) Celal Bayar 8) Turgut Özal
4) Cemal Gürsel 9) Süleyman Demirel
5) Cevdet Sunay 10) A.Necdet Sezer
11) Abdullah Gül
HALİFELİĞİN KALDIRILMASI
(3 MART 1924)
– Hz. Muhammed’in vefatından sonra devlet ve hükümet işlerini yürütmek amacıyla seçilen idarecilere “Halife” denilmiştir.
– İlk dört halife seçimle belirlenmiş, ancak Emevilerden itibaren halifelik saltanata dönüşmüştür.
– Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden sonra Halifelik, Osmanlı padişahlarına geçmiştir (1517).
– I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti bütün Müslümanları İtilaf Devletleri’ne karşı birleştirebilmek için “Kutsal Cihat” ilan etmiş ancak başarılı olamamıştır. Bu çağrı İslam Dünyası’nda destek görmemiş hatta İngilizlerin kışkırtması ile Araplar Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmışlardır.
– 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılırken ortam müsait olmadığından halifelik makamına dokunulmamış, TBMM, Vahdettin’in yerine hanedandan Abdülmecit Efendi’yi halife olarak tayin etmiştir.
Halifeliğin Kaldırılma Nedenleri:
* Halifeliğin ulusal egemenlikle (Cumhuriyetle) bağdaşmaması
* Halifeliğin laik düzene geçişte en önemli engel olması
* Halifenin yasa dışı davranışları, politikaya karışması, padişah gibi davranması
* Bazı çevrelerin halifeye yeniden siyasi haklar sağlamaya çalışmaları
* Dış güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda halifelik kurumunu savunmaları ve desteklemeleri
– TBMM, 3 Mart 1924’te çıkardığı yasa ile Halifeliği resmen kaldırdı. Aynı yasa ile
Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına çıkarılması kabul edildi.
– Aynı gün şu kanunlar da kabul edilmiştir;
Tevhid-i Tedrisat Kanunu: Eğitim ve öğretim birleştirilerek devlet denetimine alınmıştır. Tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır, Medreseler kapatılmış, çağdaş okullar açılmıştır.
Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti kaldırılarak yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Böylece laik devlet olma yönünde önemli bir adım atılmıştır. Ayrıca yönetimdeki iki başlılık da sona ermiştir.
NOT: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulması ile Şeyhülislamlık sona ermiştir.
Erkan-ı Harbiye Vekaleti kaldırılarak yerine Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı kurulmuştur. Böylece ordunun siyasetten ayrılması yönünde ilk adım atılmıştır.
Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi:
* Laik düzene geçişte önemli bir adım atılmış oldu (en önemlisi).
* Ulusal egemenlik ilkesi pekiştirildi.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin karakteri tam olarak ortaya çıktı.
* Eski rejim yanlılarının yuvalandığı zararlı bir odak noktası yok edildi.
* Yapılacak inkılâplara zemin hazırlandı.
* Devlet yönetimindeki ikili yapı ortadan kalktı.
* Türkiye’deki ümmetçilik arayışları sona erdi ve milliyetçiliğin temelleri güçlendirildi.
ÖRNEK SORU
Müslümanlar üzerinde nüfuzu olan halifeliğin kaldırılmasında aşağıdakilerden hangisinin etkili olduğu savunulabilir?
A) Mecelle yerine Medeni Kanun’un kabul edilmesi
B) Saltanatın kaldırılarak Cumhuriyet’in ilan edilmesi
C) Tekke ve türbelerin kapatılması
D) Anayasa’dan laikliğe aykırı maddelerin çıkarılması
E) Medreselerin kapatılması
(2008/KPSS Önlisans)
Cevap: B
ÖRNEK SORU
I.Hilafet
II.Şeriye ve Evkâf Bakanlığı
III. Erkân-ı Harbiye Bakanlığı
1924 yılında, yukarıdakilerden hangilerinin yönetim birliğini güçlendirmek amacıyla kaldırıldığı savunulabilir?
- A) Yalnız I B) Yalnız II
- C) Yalnız III D) I ve II
- E) I, II ve III
(2009 – KPSS)
Cevap: D
ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ
– Siyasi Parti; Aynı siyasi görüşü benimseyen insanların bir araya gelerek oluşturdukları, halkın istek ve görüşlerinin yönetime yansımasını sağlayan demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir.
– I. TBMM döneminde, meclis içerisinde partileşme yoktu. Meclis içerisinde siyasi görüş ayrılıklarından dolayı çeşitli gruplar meydana gelmişti.
– İlk mecliste bütün milletvekillerinin tek amacı yurdu düşmandan kurtarmak ve Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmekti. Ancak 1921 Anayasası’nın hazırlanması sırasında gruplar oluşmaya başladı.
– Bu grupların başlıcaları; Tesanüt, İstiklal, Islahat, Halk zümreleri, Yeşil Ordu ve Mustafa Kemal’in kurduğu Meclis’teki en etkili grup olan Müdafaa-i Hukuk Grubu idi (Sivas Kongresi sırasında Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu olarak temelleri atılmıştı.).
– Mustafa Kemal bu grupları birleştirme konusunda başarılı olamayınca 151 arkadaşıyla birlikte 10 Mayıs 1921’te Müdafaa-i Hukuk grubunu kurmuştur. Bu gruba “Birinci Grup” muhalif gruba ise “İkinci Grup (Muhafaza-i Mukaddesat Grubu)” denilmiştir.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ
(9 EYLÜL 1923)
– Mustafa Kemal çalışmaları sırasında Müdafaa-i Hukuk grubuyla birlikte hareket etmiştir ve bu grubun bir uzantısı olarak 9 Eylül 1923’te “Halk Fırkası”nı kurmuştur (İlk siyasi parti). Cumhuriyetin ilanından sonra adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirilmiştir (1924). 1935’te de Cumhuriyet Halk Partisi ismini almıştır.
– Mustafa Kemal Atatürk 1938’e kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nin başkanlığını yapmıştır. Atatürk’ün ölümünden sonra ise bu görevi 1950’ye kadar İsmet İnönü yerine getirmiştir.
– Cumhuriyet Halk Partisinin kurulma nedenleri:
> İnkılâpların yapılması için organize olmuş disiplinli bir örgüte gerek duyulması
> Yenilikleri, halkın katılmasıyla kurulacak bir parti aracılığı ile halka benimsetme düşüncesi
> Halkın istek ve görüşlerinin Meclise daha kolay yansımasını sağlamak ve demokrasiyi kurum ve kurallarıyla işletme düşüncesidir.
– Cumhuriyet Halk Fırkası, Atatürk’ün 6 temel ilkesini parti felsefesi olarak kabul etmiştir. Ekonomide devletçilik ilkesini benimsemiştir.
NOT: Devletçilik; sermayenin devlet eliyle kullanılması, devletin üretim faaliyetlerinde yer almasıdır. Özel sektörün elinde yeterli sermaye olmadığı için kabul edilen ekonomik sistemdir.
– 1946 yılına kadar Meclisteki tek parti; 1950 yılına kadar da iktidar partisidir.
– Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan inkılâpların ve Atatürk ilkelerinin uygulayıcısı da Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.
NOT: Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun iktidarda kalan partisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
TERAKKİPERVER CUMHURİYET PARTİSİ
(17 KASIM 1924 – 5 HAZİRAN 1925)
– Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal’in Milli Mücadeleyi birlikte yürüttüğü yakın silah arkadaşları tarafından kurulmuştur (İlk şubesini Urfa’da açmıştır.).
– Partinin kurucuları Kazım Karabekir (Partinin başkanı), Refet Bey (Bele), Rauf Bey (Orbay) Ali Fuat Bey (Cebesoy), Adnan Bey (Adıvar)’dır.
– Bu partinin kurulmasında Mustafa Kemal Paşa ile silah arkadaşları arasında meydana gelen siyasi görüş ayrılıkları etkili olmuştur.
– Partinin kurucuları aynı zamanda ordu mensubu subaylardı. Bu nedenle 19 Aralık 1924’te bir yasa çıkartıldı. Bu yasaya göre ordu mensubu olanlar siyasi partilere üye olamayacaklardı. Bu nedenle Terakkiperver Fırkasının kurucuları ordudan istifa etmek zorunda kalmışlardır.
NOT: Bu yasanın çıkmasında 1924’te Hakkâri’de çıkan Nasturi Ayaklanması’nı ordunun güçlükle
bastırması da etkili olmuştur (Bunun nedeni ordunun siyasete karışmasıdır.). Ayrıca bu isyanda Musul konusunda Türkiye’yi zayıf düşürmek isteyen İngiltere’nin de etkisi vardır.
NOT: Bu yasanın çıkarılmasındaki amaç; ordunun siyasete karıştırılmamasıdır. Ayrıca bu uygulamayla ulus egemenliği ilkesi pekiştirilmiş oldu.
– Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Programı ve İlkeleri;
> Bireysel özgürlükler korunacak
> Vekil seçimlerinde tek derece usulü uygulanacak
> Milletin açık vekâleti alınmadıkça, Anayasa değiştirilmeyecek
> Âdem-i Merkeziyet esası kabul edilecek (yerinden yönetim uygulanacak)
> Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekilliği kaldırılacak
> Bütçeden maaş alan devlet görevlilerinin siyasi partilere üye olması engellenecek
> Dini düşünce ve inançlara saygılı olunacak
> Serbest ekonomi politikası (liberalizm) uygulanacak
> Hükümete ait çiftlik ve araziler topraksız köylülere verilecek
NOT: Liberalizm; ekonomi alanında sermayenin kişilerce kullanılması ve ekonomik teşebbüslerin özel sektörce gerçekleştirilmesidir.
– Terakkiperver Fırka ülke genelinde örgütlenmeye başlayınca rejim ve laiklik karşıtı olanlar da bu partiye girmeye başlamıştır.
– Bu sıralarda, parti, Doğu’da çıkan Şeyh Sait Ayaklanması’yla ilgisi olduğu gerekçesiyle 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Böylece çok partili hayata geçişin ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
NOT: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, kurulan ikinci siyasi parti ve ilk muhalefet partisidir.
ŞEYH SAİT AYAKLANMASI
(13 ŞUBAT – 3 HAZİRAN 1925)
– Halifeliğin kaldırılmasından sonra, laikliğe ve Cumhuriyet yönetimine karşı olanlar tarafından çıkarılmıştır.
– Ayaklanmanın çıkmasında, Musul konusunda Türkiye’yi zayıf duruma düşürmek isteyen İngiltere’nin Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde yaptığı çalışmalar da etkili olmuştur.
– İngiltere bu ayaklanmayı çıkartmakla Sevr Antlaşması’nda kurulması istenen Kürdistan Devleti’ni tekrar gündeme getirmiştir.
– Şeyh Sait Ayaklanması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da birçok ili (Diyarbakır’da başladı) içerisine alacak şekilde genişlemiştir.
– Ayaklanmanın bastırılması için alınan önlemler şu şekildedir;
> Fethi Okyar Hükümeti istifa etti. İsmet İnönü yeni hükümeti kurdu.
> Takrir-i Sükûn (Huzuru Sağlama) Yasası çıkartıldı (4 Mart 1925). Bu kanun 1929’a kadar yürürlükte kaldı.
NOT: Takrir-i Sükûn Kanunu, ilk defa Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılmasında kullanılmıştır.
> İstiklal Mahkemeleri kuruldu (üçüncü kez)
> Bölgede kısmi seferberlik ilan edildi.
> Basına sansür uygulanmıştır.
– Bu önlemlerin alınması ve uygulanması sonucu ayaklanma 3 Haziran 1925’te bastırıldı.
– Sonuçları;
> Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası isyanda rolü olduğu gerekçesiyle kapatılmıştır (5 Haziran 1925).
> Şeyh Sait isyanı, Türkiye’de çok partili hayata geçiş için ortamın uygun olmadığını ve henüz demokrasinin tam anlamıyla uygulanamayacağını göstermiştir.
> İngiltere bu isyanı kullanarak Musul sorununun Türkiye aleyhine çözümlenmesini sağlamıştır.
NOT: 1926 Ankara Antlaşması’yla Musul, İngiltere’nin mandası Irak Hükümeti’ne bırakılmıştır. Ayrıca bu durum Misak-ı Milli’ye aykırıdır.
NOT: Bu olay iç politikada yaşanan sorunların dış politikayı olumsuz etkilediğini göstermiştir.
> Cumhuriyet rejimini yıkmaya yönelik ilk isyan bastırılmıştır.
ÖRNEK SORU
Atatürk Nutuk’ta, “Takrir-i Sükûn Kanunu ile İstiklal Mahkemelerini, istibdat vasıtası olarak kullanacağımız fikrini ortaya atanlar ve bu fikri telkine çalışanlar oldu… Biz olağanüstü olarak alınan ve fakat yasal olan önlemleri hiçbir vakit ve hiçbir surette, kanunun üzerine çıkmak için vasıta olarak kullanmadık.” demiştir.
Atatürk’ün bu anlatımıyla, Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesi ve İstiklal Mahkemelerinin kurulmasında aşağıdakilerden hangisini gerekçe olarak gösterdiği savunulamaz?
A) Devletin hayat ve bağımsızlığını sağlama
B) Milletin medeni ve sosyal gelişmesine ilişkin girişimleri koruma
C) Ülkenin düzen ve güvenliğini sağlama
D) Tehlikelere karşı önlem alma zorunluluğu
E) Uluslararası ilişkileri düzenleme zorunluluğu
(2011 – KPSS)
Cevap: E
MUSTAFA KEMAL’E SUİKAST GİRİŞİMİ (16 HAZİRAN 1926)
– Eski İttihatçılar tarafından planlanan bu suikast Mustafa Kemal’in İzmir gezisi sırasında gerçekleştirilecekti.
– Ancak, olay daha önceden haber alınınca (Mustafa Kemal’in İzmir’e bir gün gecikmeli gitmesi ve suikastçileri kaçıracak olan Giritli Şevki’nin durumu İzmir valisine bildirmesi üzerine öğrenilmiştir) gerçekleştirilememiş ve suikastı planlayan 13 kişi yakalanarak İstiklal Mahkemeleri’nde (dördüncü kez) yargılanmıştır.
NOT: Bu olaydan sonra İttihat ve Terakkiciler, devlet kadrolarından tamamen tasfiye edilmişlerdir.
NOT: Bu olay aynı zamanda ulus egemenliğine dayalı rejime karşı bir tepki niteliğindedir.
– Mustafa Kemal’in bu olaydan sonra söylediği şu sözler, onun Türkiye Cumhuriyeti’ne verdiği önemi bir kez daha ortaya koymuştur: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI
(12 AĞUSTOS – 18 ARALIK 1930)
– Mustafa Kemal’in isteğiyle Fethi Okyar tarafından kurulmuştur. Bu Partinin kurulma nedenleri;
> 1929’da dünya genelinde görülen ekonomik krizden Türkiye’nin de etkilenmesi ve bu nedenle ekonomik alanda mevcut hükümet uygulamalarına seçenek olacak yeni görüşler üretme düşüncesi
> Demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla işletme isteği
> Mevcut hükümetin uygulamalarının daha iyi denetlenmesi gereği
> Halkın istek ve görüşlerinin Meclise tam olarak yansımasını sağlama düşüncesidir.
– Fethi Bey tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Partisi;
Ekonomide liberalizmi (serbest piyasa ekonomisi) savunmuştur.
Tek dereceli seçim sistemine geçilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Cumhuriyet’e bağlı ve laik düşünceden yana olacağını belirtmiştir.
Kadınlara da siyasal haklar verilmesini savunmuştur.
Limanlarda uygulanan tekel sisteminin kaldırılmasını, Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun tamamen uygulanmasını, yabancı sermayenin ülkeye girişinin sağlanmasını, Türk parasının değerini koruyacak tedbirlerin alınmasını ve vergilerin halkın durumuna göre toplanmasını savunmuştur.
– Serbest Cumhuriyet Partisi ülke genelinde teşkilatlanmaya başlayınca, bu partiye de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda olduğu gibi rejim karşıtı olanlar girmeye başlamıştır.
– Fethi Okyar bu gelişme üzerine o dönemde yapılan yerel seçimlerde büyük başarı kazanmasına rağmen partisini feshetmek zorunda kalmıştır (18 Aralık 1930).
– Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması ile Cumhuriyet’in ilanından sonraki ikinci çok partili hayata geçiş denemesi de başarılı olamadı. Bundan sonra Atatürk döneminde bir daha çok partili hayata geçiş girişiminde bulunulmamıştır.
NOT: Serbest Cumhuriyet Fırkası, kurulan üçüncü siyasi parti ve ikinci muhalefet partisidir.
MENEMEN OLAYI
(23 ARALIK 1930)
– Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra, İzmir’in Menemen ilçesinde rejim karşıtlarının çıkarmış olduğu olaydır.
– Bu olay sırasında Derviş Mehmet ve yandaşları tarafından Menemen’de askerlik görevini yapan öğretmen Asteğmen Kubilay şehit edilmiştir.
– Ayaklanma kısa sürede bastırılmış, Derviş Mehmet ve yandaşları yakalanarak İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanarak (beşinci kez) cezalandırılmışlardır.
NOT-1: Menemen Olayı, Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra rejime karşı çıkan ikinci isyandır.
NOT-2: Hem Şeyh Sait İsyanı, hem de Menemen Olayı, Türkiye’de henüz demokrasi ortamının oluşmadığını göstermiştir.
NOT-3: Cumhuriyet’in ilanından sonra bir süre tek partili bir yönetimin sürdürülmesinin en önemli nedenleri; yapılacak olan inkılâpların ülkeye yerleşmesini sağlama ve halkın gerekli olan siyasal olgunluğa erişmesini beklemektir.
– Atatürk döneminde çok istenmesine rağmen çok partili hayata geçilememiştir. Çok partili hayata ancak 1946’da Demokrat Parti’nin kurulmasıyla geçilmiştir (üçüncü çok partili hayat). Bu parti de Cumhuriyet Halk Fırkası’nın devletçi politikasına karşı liberalizmi savunmuştur. Demokrat Parti 1950’deki genel seçimler sonrasında da iktidar partisi olmuştur (29 Eylül 1960’ta da kapatılmıştır.).
NOT-1: Böylece cumhuriyetin ilanından sonra ilk defa yönetime başka bir parti gelmiştir.
NOT-2: Demokrat Parti’nin kurucuları; Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’dır.
ÖRNEK SORU
Atatürk Dönemi’nde çok partili hayata geçiş amacıyla kurulan partilerden Serbest Cumhuriyet Partisinin programında,
I.cumhuriyetçilik,
II.devletçilik,
III. laiklik,
ilkelerinden hangileri yer almıştır?
- A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
- D) I ve II E) I ve III
(2008/KPSS Lisans)
Cevap: E
ÖRNEK SORU
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin kapatılma nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) İki dereceli seçim sisteminin uygulanması
B) Muhalefet partisine ihtiyaç duyulması
C) Serbest Cumhuriyet Partisinin kurulması
D) Şeyh Sait Ayaklanması’nın çıkması
E) Menemen Olayı’nın çıkması
(2008/KPSS Ortaöğretim)
Cevap: D
ÖRNEK SORU
Ülkedeki tüm siyasi görüşlerin yönetime yansıtılması amacıyla,
- Terakkiperver Cumhuriyet Partisinin kurulması,
- Serbest Cumhuriyet Partisinin kurulması,
III. Demokrat Partinin kurulması
gelişmelerinden hangileri Atatürk Döneminde gerçekleşmiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Yalnız III D) I ve II
E) I, II ve III
(2009 – KPSS)
Cevap: D
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın programında yer alan konulardan biri değildir?
A) Kadınlara siyasi haklar verilmesi
B) Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun tümüyle uygulanması
C) Cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve laiklik esaslarına bağlılığın belirtilmesi
D) Seçimlerin tek dereceli olması
E) Ekonomide devletçiliğin uygulanması
(2006 – KPSS / Önlisans)
Cevap: E
ÖRNEK SORU
I.Menemen olayı
II.Atatürk’e suikast girişimi
III. İslam Teali Cemiyetinin kurulması
IV.Anzavur Ayaklanması
Ulus egemenliğine dayalı rejime karşı bir tepki niteliğinde olan yukarıdaki gelişmelerden hangileri cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşmiştir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve IV E) I, II ve III
(2010 KPSS – Lisans)
Cevap: A
ÖRNEK SORU
Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi amacıyla,
I.Atatürk ilkelerinin Anayasa’ya girmesi,
II.Demokrat Partinin kurulması,
III. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulması
gelişmelerinden hangileri Atatürk döneminde sağlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III
(2010 KPSS – Lisans)
Cevap: C
BURSA OLAYI (1 ŞUBAT 1933)
– Bursa’da ezanın Türkçe okunmasına karşı gösterilen tepkidir.
– Olaya Atatürk’ün müdahale etmesiyle isyan bastırılmış, reisleri bir süreliğine çeşitli karakollarda “misafir” edilmişlerdir.
VAGON-Lİ OLAYI (22 ŞUBAT 1933)
– Vagon-Li Şirketi (Yataklı Vagonlar) Osmanlı Dönemi’nden beri Türkiye’de demiryollarını işleten bir Fransız şirketiydi.
– 22 Şubat 1933’te şirketin telefonda Türkçe konuşan memuru Naci Bey’e Belçikalı müdür Jannoni tarafından şirkette resmi dilin Fransızca olduğu belirtilerek, 25 Kuruş para cezası ve 15 gün işten uzaklaştırma cezasının verilmesiyle olay patlak verdi.
– Bu gelişme üzerine İstanbul Üniversitesi öğrencileri şirket bürosu önünde olaylar çıkarmışlardır.
– Yaşanan bu durumlar üzerine şirket, Naci Bey’i tekrar işe başlatmıştır. Ayrıca “Vatandaş Türkçe Konuş” Kampanyası başlatılmıştır.
RAZGARD OLAYI (20 NİSAN 1933)
– Bulgaristan’ın Razgard bölgesinde bulunan Türk mezarlıklarının Bulgarlar tarafından tahrip edilmesiyle İstanbul’da bu olaylara tepki gösterilmiştir.
– Türk gençliğinin milliyetçiliğiyle Türkiye’de Bulgarların mezarları onarılmış ve Bulgarlara kültür dersi verilmiştir (20 Nisan 1933).
ANAYASALAR
Anayasa: Bir devletin rejimini, işleyişini, kişi hak ve hürriyetlerini ortaya koyan temel kanunlar olup bir ülke sınırları içerisinde uygulanan kanunların dayanağıdır. Anayasaya aykırı bir kanun çıkarılamaz.
Yeni Türk Devleti’nin ilk Anayasası 1921’de hazırlanmıştır (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu).
TEŞKİLAT-I ESASİYE
(20 OCAK 1921)
– I. İnönü Zaferi’nden sonra hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. 23 temel madde ve bir geçici maddeden oluşan özet bir anayasadır.
– Savaşın zor şartları altında hazırlanmış olmasından dolayı olağanüstü özellikler taşıyan bir anayasadır.
– Başlıca maddeleri şu şekilde sıralanabilir;
> Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.
> Yasama, yürütme, yargı yetkileri TBMM’ye aittir.
> Meclis başkanı aynı zamanda hükümetin de başkanıdır (Meclis Hükümeti Sistemi).
> Din ve şeriat işleri TBMM aracılığıyla gerçekleştirilir.
> Seçimler 2 yılda bir yapılır.
> Seçimler çift derecelidir, çoğunluk sistemi benimsenmiştir.
> Seçmen yaşı 18’dir.
NOT-1: Tek dereceli veya çok dereceli seçim; Tek dereceli seçimde, seçmen doğrudan doğruya yöneticilik için aday olanlara oyunu kullanır. Çok dereceli seçimde ise, seçmen, yöneticileri tayin veya seçecek olan temsilci seçmeni seçer. Tek dereceli seçim demokrasiye en uygun seçimdir.
NOT-2: Çoğunluk Sistemi; Çok partili sistemde bir seçim bölgesinde en çok oyu alan parti listesinin seçimi kazanmasını sağlayan seçim sistemidir.
NOT-3: 1921 Anayasası’nda bütün güçlerin kaynağı millettir (TBMM’dir.). Güçler birliği ilkesi esas alınmıştır. Tek meclis ve meclisin üstünlüğü ilkeleri kabul edilmiştir. Laik bir anayasa özelliği taşımaz.
NOT-4: Cumhuriyetin ilanından sonra 1921 Anayasası yetersiz kalmış, bu nedenle 1924 Anayasası’nın hazırlanması zorunlu hale gelmiştir.
NOT-5: 1921 Anayasası, ilk ve tek yumuşak (kolay değiştirilebilir) anayasamızdır.
ÖRNEK SORU
20 Ocak 1921 tarihli anayasa’da yer alan bazı maddeler şunlardır:
– Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
– Türk Devleti TBMM tarafından idare olunur.
– Kanun yapma ve kanunları yürütme gücü
Mecliste toplanmıştır.
Bu maddelere göre aşağıdakilerden hangisi yönünde yargıya varılamaz?
A) Padişah hukuki ve siyasi yetkilerinden yoksun bırakılmıştır.
B) Yeni Türk Devleti’nin siyasi yapısı tamamlanmıştır.
C) Yeni Türk Devleti’nin siyasal yapısının ilkeleri belirlenmiştir.
D) Osmanlı Devleti fiilen yok sayılmıştır.
E) Halk egemenliği önemsenmiştir.
(2008/KPSS Lisans)
Cevap: B
ÖRNEK SORU
1923 yılında, 1921 Anayasası’nda yapılan değişiklikle Türkiye Devleti’nin,
I.siyasi rejimi,
I.hükümetin oluşturulma biçimi,
III. seçim sistemi,
konularından hangileri belirlenmiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
(2008/KPSS Lisans)
Cevap: C
ÖRNEK SORU
Yeni Türk Devleti kurulduğunda Kanun-u Esasi yürürlükten kaldırılmamış ancak 1921 Anayasası’nda bulunmayan hükümler Kanun-u Esasi’nin hükümleriyle karşılanmıştır.
Bu durumun, aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesi olduğu savunulamaz?
A) Kanun-u Esasi’den yararlanıldığının
B) Kanun-u Esasi’nin daha kapsamlı bir metin olduğunun
C) Mecliste gruplaşmaların olduğunun
D) Zaman kazanılmasına gereksinim duyulduğunun
E) Anayasal düzene Osmanlı Dönemi’nde geçildiğinin
(2008/KPSS Önlisans)
Cevap: C
ÖRNEK SORU
TBMM, aşağıdakilerden hangisiyle padişah ve halifenin siyasi ve hukuki yetkilerini üstlenmiştir?
A) Teşkilat-ı Esâsiye Kanunu’nun kabul edilmesi
B) Tekâlif-i Milliye Buyrukları’nın çıkarılması
C) İstanbul’un resmen işgal edilmesi
D) Lozan Antlaşması’nın imzalanması
E) Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çıkarılması
(2009 – KPSS)
Cevap: A
1924 ANAYASASI
(20 NİSAN 1924)
– 20 Nisan 1924’te yürürlüğe girmiştir. 6 bölüm olup, 105 maddeden meydana gelmektedir.
– 1924 Anayasasına göre;
> Türkiye Devleti bir cumhuriyet’tir (ilk kez).
NOT: İlk kez Kabine Sistemi’ne geçilmiştir. ən yaxşı onlayn kazino saytları
> Devletin dini İslam, dili Türkçe, başkenti Ankara’dır.
> Bütün güçlerin kaynağı millettir, egemenlik hakkı millete aittir.
> Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri 4 yılda bir yapılır.
> Cumhurbaşkanı meclis içinden ve meclis tarafından seçilir ve aynı kişi birden fazla dönem, Cumhurbaşkanı seçilebilir.
> Her 40 bin erkek seçmene bir milletvekili seçme hakkı tanınmıştır.
> Seçmen yaşı 18’dir. Seçilme yaşı ise 30’dur.
> Seçimler çift derecelidir; çoğunluk sistemi benimsenmiştir.
> Seçme ve seçilme hakkı sadece erkekler tarafından kullanılır.
> Bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kanun önünde eşittir.
> İlköğretim zorunlu ve parasızdır.
> Yasama ve yürütme yetkisi TBMM’de belirir ve toplanır.
> Yürütme yetkisi Meclisin seçtiği cumhurbaşkanı ve onun atayacağı Bakanlar Kurulu’nca yerine getirilir. Yargı yetkisini ise, bağımsız mahkemeler kullanır.
NOT-1: 1924 Anayasası’nda güçler ayrılığı kısmi olarak gerçekleştirilmesinde (ilk kez) güçler birliği korunmuştur. Bu uygulamanın nedeni yapılacak inkılâpları kolaylaştırmaktır.
NOT-2: 1924 Anayasası’nda da ulusal egemenlik, güçler birliği, tek meclis ve meclisin üstünlüğü ilkeleri 1921 Anayasası’nda olduğu gibi devam etmiş hatta daha da geliştirilmiştir (Kabine Sistemi’ne geçilmiştir.).
– 1924 Anayasası Üzerinde Yapılan Değişiklikler:
>>> 1928’de Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır” ibaresi çıkarılmıştır. Böylece laiklik ilkesi benimsenmiştir.
>>> 1928’de Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı’nın yemin şekli değiştirilmiş “Vallahi” ifadesi yerine “Namusum üzerine söz veriyorum.’’ ibaresi getirilmiştir.
>>> 1929’da ormanların devletleştirilmesi ve toprak reformu anayasaya konulmuştur.
>>> Kadınlara; 1930’da belediye, 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı, 1934’te de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
>>> 5 Aralık 1934’te seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkarılmıştır.
>>> 1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya konulmuştur. Böylece Anayasa’nın laikleşme aşaması da tamamlanmış oldu.
>>> 1945 yılında da anayasa dili sadeleştirilmiştir. Ancak 1952’de yeniden eski haline çevrilmiştir.
>>> 21 Temmuz 1946 genel seçimleri sonucunda tek dereceli seçim sistemi kabul edildi.
>>> 1924 Anayasası bütün bu değişikliklerden sonra 1960’a kadar devam etmiştir (en uzun süre yürürlükte kalan anayasadır.).
NOT-1: 1924 Anayasası, en fazla değişikliğe uğrayan anayasadır.
NOT-2: 27 Mayıs 1960 hareketiyle 1924 Anayasası’nın bazı hükümleri yürürlükten kaldırıldı. Yeni bir anayasa hazırlama çalışmalarına geçildi. Temsilciler Kurulu oluşturuldu. Bu kurul Milli Birlik Komitesi ile birlikte Kurucu Meclis (Cemal Gürsel başkanlığında) adı altında yeni anayasayı hazırladı.
ÖRNEK SORU
I.Seçmen yaşının 18’den 22’ye çıkarılması
II.Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
III. Tek dereceli seçim sistemine geçilmesi
Yukarıdakilerden hangileri Atatürk döneminde yapılan değişiklikler arasındadır?
- A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
- D) I ve II E) I, II ve III
(2010 KPSS – Lisans)
Cevap: D
1961 ANAYASASI
(9 TEMMUZ 1961)
– 1960’ta 27 Mayıs Askeri Darbesi sonunda yeni bir anayasa hazırlandı. Bu anayasa atanmış Kurucu Meclisi’nce hazırlanıp halkoylaması ile yürürlüğe girmiştir (ilk defa).
– Buradaki temel değişiklik güçler birliği ilkesinin terk edilerek, güçler ayrılığı ilkesinin benimsenmiş olmasıdır.
– Buna göre;
> Yasama yetkisi meclise,
> Yürütme yetkisi hükümete,
> Yargı yetkisi ise bağımsız mahkemelere verilmiştir.
– Ayrıca sendikal haklar genişletilmiştir. Temel hak ve özgürlüklere de daha geniş yer verilmiştir (Siyasi parti, üniversite, sendika ve derneklere özerklik verilmiştir.).
– Devletin sosyal bir hukuk devleti olduğu ilk defa belirtilmiştir.
NOT: Anayasa daha demokratik bir hale getirilmiştir.
– 1961 Anayasası’nda iki meclisin varlığı esas alınmıştır. Bunlar;
>>> Senatörlerden oluşan Cumhuriyet Senatosu ile,
>>> Milletvekillerinden oluşan TBMM’dir.
– Yasaların kabulünde ise son söz Millet Meclisi’nindi.
– Seçimler tek derecelidir, Nispi Temsil Sistemi benimsenmiştir.
NOT: Nispi Temsil Sistemi; Seçime katılan her partinin aldığı oy oranına göre mecliste temsil edilmesini sağlayan sistemdir.
– Devlet Planlama Örgütü kurulmuştur.
– Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi üst mahkemeler ilk defa kurulmuştur.
– 1961 Anayasası 1980’e kadar devam etmiştir.
– 12 Mart 1971 Muhtırası’yla başlayan ve iki yıl kadar süren yarı askeri rejim döneminde parlamento dışından destek olan hükümetlerin ön ayak olmasıyla 1971 – 1973 yıllarında Anayasa’da önemli değişiklikler yapıldı.
1921, 1924, 1961 ve 1982 ANAYASALARI’NIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Bütün güçlerin kaynağı millettir.
Cumhuriyet rejiminin ve temel niteliklerinin değiştirilemez olmasıdır.
Savaş ve barışa karar verme yetkisi TBMM’ye aittir.
Süresi dolmadan seçimlerin yenilenmesi kararı TBMM’ye aittir.
HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILÂPLAR
Hukuk Devrimi’nin Nedenleri:
> Osmanlı Devleti’nde uygulanan hukuk sisteminde birliğin olmayışı (en önemlisi)
> Osmanlı hukuk sisteminin din esaslarına göre düzenlenmiş olması ve laik ve demokratik esaslara dayalı yönetim anlayışıyla bağdaşmaması
> Halkçılık ilkesine paralel olarak herkesi kanunlar önünde eşit duruma getirme düşüncesi (Kadın – erkek eşitliğinin tam olarak sağlanmak istenmesi)
> Milli birlik ve bütünleşmeyi hızlandırma düşüncesi
NOT: Yenilikler yapılırken kanunların Batı’dan alınmasının nedenleri; savaştan yeni çıkmış toplumda bu kanunları hazırlayabilecek yeterli kadronun olmayışı ve hukuk kurallarının hazırlanmasının uzun zaman almasıdır.
Devlet Yapısındaki Laikleşmenin Aşamaları:
>>> Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
>>> Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
>>> Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
>>> Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Eğitim – Öğretim Birliği Yasası) (3 Mart 1924)
>>> Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin Kaldırılması ( 3 Mart 1924)
NOT: Bu kurumların yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
>>> 1924 Anayasası’nın Kabulü (1924)
>>> Medreselerin Kapatılması (11 Mart 1924)
>>> Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
>>> Kılık Kıyafet Kanunu’nun Çıkarılması (1925)
>>> 10 Nisan 1928’de Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır” maddesinin çıkarılması
>>> 1928’de Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yemin biçiminin değiştirilmesi ve yemin içindeki dinsel kelimelerin kaldırılması
>>> 5 Şubat 1937’de anayasaya Türk devletinin laik olduğu ilkesinin konulması (Böylece laikliğe geçiş aşaması tamamlanmıştır.)
Hukuk Kurallarının Laikleştirilmesi:
– 17 Şubat 1926’da, İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak Türk Medeni Kanunu kabul edildi; 4 Ekim 1926’da da yürürlüğe girdi.
NOT: İsviçre Medeni Kanunu’nun örnek alınmasının nedenleri; Bu alanda hazırlanan en son kanun olması, sade olması, sorunlara pratik yollardan çözüm getirmesi, kadın ve erkek eşitliğine önem vermesi, laik ve demokratik olmasıdır.
– İsviçre Borçlar Kanunu (İcra, İflas Hukuku) da aynı gün kabul edildi.
– 1926’da Alman Ticaret Hukuku, İtalyan Ceza Hukuku, Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Fransa İdare Hukuku kabul edildi.
Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (17 Şubat 1926):
– Medeni Kanun: Toplumdaki bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerini; bireylerin mal ve mülkleriyle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır.
– Osmanlı Devleti’nde bu alanda hazırlanan ilk kanun “Mecelle”dir. Mecelle İslam dinine göre hazırlanmış (1869 – Ahmet Cevdet Paşa) ancak tamamlanamamıştır. Ayrıca çağın koşullarına ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktı.
– Cumhuriyetin ilanından sonra da yeni medeni kanunun hazırlanması için gerekli zamanın olmamasından dolayı İsviçre Medeni Kanunu alınmış, Türk Medeni Kanunu olarak kabul edilmiştir.
– 17 Şubat 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu’yla şu gelişmeler sağlanmıştır;
>>> Tek eşli evlilik ve resmi nikâh zorunluluğu getirildi.
>>> Kadına da boşanma hakkı tanındı.
>>> Kadınlara mirasta eşitlik ve mahkemede şahitlik hakları tanındı.
>>> Aile kurma konusunda erkeğin bütün ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
>>> Kadınlara istediği mesleği seçme ve çalışma hakları sağlandı.
>>> Anneye çocuğun vesayetini alma hakkı tanınmıştır.
>>> Herkese din ve vicdan özgürlüğü tanınmıştır.
>>> Ayrıca hukuk birliği sağlanmıştır.
NOT: Bu haklarla Türk kadını ekonomik ve sosyal haklar yönünden toplum içerisinde layık olduğu yeri almıştır.
* Türk kadınının siyasal alanda erkeklerle olan eşitsizliğini gidermek amacıyla da;
> 30 Nisan 1930’da belediye seçimlerine katılma hakkı,
> 26 Ekim 1933’te köy muhtarı ve heyeti seçimlerine katılma hakkı,
> 5 Aralık 1934’de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
NOT-1: Bu değişikliklerle kadınlara da yönetime katılma hakkı yani siyasi haklar verilmiştir (Türk kadını seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden önce elde etmiştir).
NOT-2: Medeni Kanun’un kabulü ile “ümmet” toplumundan “ulus” toplumu anlayışına geçilmiştir.
NOT-3: 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu’yla birlikte kadınlara isterse eşlerinin soyadıyla birlikte kızlık soyadlarını kullanabilme hakkı da tanınmıştır.
ÖRNEK SORU
Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk kadını erkekle eşit olarak,
I.mirastan aynı oranda pay alma ve tanık olma,
II.milletvekili seçme ve seçilme,
III. belediye seçimlerine katılma
haklarını kazanmıştır.
Bu kazanımların kronolojik sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?
A) I, II, III B) I, III, II
C) II, I, III D) II, III, I
E) III, I, II
(2009 – KPSS)
Cevap: B
– Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra Patrikhane’nin evlendirme, boşanma gibi bir takım dünyevi yetkileri de elinden alınmıştır. Sadece bir dini kurum olarak
kalması sağlanmıştır (Azınlıkların haklarını koruma yetkileri sona erdi.).
NOT: Türk Medeni Kanunu, akla dayanan hukuk kurallarını getirmekle Atatürk’ün laiklik; kadınları erkeklerle eşit duruma getirmesi yönüyle halkçılık; tabuları yıkması yönüyle de inkılâpçılık ilkesiyle yakından ilgilidir.
ÖRNEK SORU
I.Evlenme akdinin devlet işi olarak nitelenmesi,
II.Kadının tanıklıkta erkekle eşit olması,
III. Resmî nikâhtan sonra inançlara göre dinsel tören yapılabilmesi,
Yukarıdakilerden hangileri, 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Medeni Kanun’un kapsamındadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III
(2008/KPSS Önlisans)
Cevap: E
ÖRNEK SORU
1930-1934 yılları arasında kadınla erkek arasındaki siyasi eşitsizlik, kadınlara,
I.belediye seçimlerine katılma,
II.milletvekili seçme ve seçilme,
III. kendi soyadını taşıyabilme,
haklarından hangilerinin tanınmasıyla giderilmeye çalışılmıştır?
- A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
- D) I ve II E) I, II ve III
(2008/KPSS Ortaöğretim)
Cevap: D
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi 1926 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun’la sağlanan durumlardan biri değildir?
A) Kadınların ülkenin siyasi yönetimine katılabilmesi
B) Tek eşlilik esasının getirilmesi
C) Kadının eşinden boşanabilmesi
D) Resmi nikah usulünün konulması
E) Miras konusunda eşitsizliğin kaldırılması
(2010 – KPSS Önlisans)
Cevap: A
[wp_ad_camp_3]
Bunları pdf olarak mail atabilir misiniz ? çok güzel bi kaynak