Tarih – I. TBMM Dönemi

I. TBMM Dönemi – Konu Özeti – Test ve Deneme Soruları – ÖSYM Çıkmış soruları

TBMM’NİN AÇILMASI

(23 NİSAN 1920)

* 16 Mart 1920’de İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmesi ve Mebusan Meclisi’nin dağıtılması, Saltanat tutsak duruma düştüğü için İstanbul Hükümeti’nin görev ve sorumluluklarını yerine getirememesi gibi nedenler, Mustafa Kemal’e düşüncelerini gerçekleştirme fırsatı vermiş ve I. TBMM’nin açılmasına zemin hazırlamıştır.

* Mustafa Kemal 19 Mart 1920’de bir genelge yayınlayarak İstanbul’un işgalini protesto etmiş; Ankara’da yeni bir meclisin açılacağını, Anadolu’ya kaçabilen milletvekillerinin haklarının saklı olduğunu (14 milletvekili) ve açılacak olan Millet Meclisi’ne onların da katılabileceğini bildirmiştir.

NOT: Bu genelge ile İstanbul’daki milletvekillerine sahip çıkılması, ulusal iradenin pekiştirilmeye çalışıldığını gösterir.

* İlk TBMM, Mart ayının son günlerinde yapılan seçimlerle Anadolu’dan seçilen milletvekilleri ve İstanbul’dan Ankara’ya kaçabilen milletvekillerinin katılımıyla 23 Nisan 1920’de en yaşlı üye olması sebebiyle Sinop Milletvekili Şerif Bey’in geçici başkanlığında açıldı (120 milletvekili ile).

* Mustafa Kemal Paşa, ilk Meclise Ankara Milletvekili olarak katıldı ve 24 Nisan 1920’de Meclis Başkanlığı’na seçildi (TBMM’nin ilk resmi başkanı).

* Mustafa Kemal’in 24 Nisan 1920’de Meclis’e yazılı olarak sunduğu önerge onaylanarak aynen kabul edilmiştir.

 Bu önergeye göre;

1) Mecliste toplanmış olan ulusal iradeyi doğrudan vatanın geleceğine hâkim kılmak esastır. TBMM’nin üstünde hiçbir güç ve makam yoktur.

* Osmanlı Hükümeti ve Saltanat yok sayılmıştır.

* Meclisin “ihtilalci” özelliğini gösterir.

* İleride Cumhuriyet yönetimine geçileceğini belirtmektedir (ulusal egemenlik).

2) Yasama (kanun yapma) ve Yürütme (Hükümet) yetkileri TBMM’ye aittir (Güçler birliği).

* Bu sistemin kabul edilmesinin temel amacı; Meclisi, milletin tek temsilcisi haline getirmek ve Milli Mücadele’de çabuk karar alıp uygulayabilmektir.

* Yasama ve Yürütme yetkilerinin TBMM’de toplanması, Cumhuriyet yönetimine geçileceğinin kesin bir göstergesidir.

* Bütün yetkilerin TBMM’nin elinde toplanması demokrasiye terstir.

* Meclis, gerekli gördüğü hallerde İstiklal Mahkemeleri’ni kurarak yargı gücünü de kullanmıştır.

3) Hükümet kurmak zorunludur.

* Yeni Türk Devleti’ne işlerlik kazandırmak amaçlanmıştır.

* İstanbul Hükümeti’nin yerine başka bir hükümet kurulacağı belirtilmiştir.

4) Geçici kaydıyla bir hükümet başkanı tanımak veya padişah vekili atamak doğru değildir.

* Meclisin, kararlarında bağımsız olması gerektiği ve sürekli olacağı vurgulanmıştır.

5) Hükümet işleri, Meclis içerisinden seçilecek bir heyet tarafından yürütülecektir. Meclis Başkanı bu heyetin de başkanıdır.

* Bu kararla Meclis Hükümeti Sistemi kabul edilmiştir.

* Bu karar aynı zamanda güçler birliğinin bir sonucudur.

* Meclis Hükümeti sisteminden Kabine sistemine geçiş, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte olacaktır.

NOT: Meclisin açılması ve hükümetin kurulması ile Temsil Kurulu’nun görevi sona ermiştir.

6) Padişah ve halifenin geleceği, işgalcilerin baskısı bittikten sonra Meclis tarafından belirlenecektir.

* Bu ilke ile meclis, saltanat makamının üzerinde yer almaktadır.

* Ulusal egemenlik anlayışına ters olmasına rağmen böyle bir karar alınmasının nedeni; ortamın böyle bir değişikliğe hazır olmaması ve halkın tepki gösterebileceği endişesidir.

NOT: İlk TBMM’nin yeni bir devlet düzenine geçilmesini sağlayıcı yönleri bulunmasına rağmen, bu yönleri ön plana çıkarılmamış, herkesin ortak tutkusu olan vatanın kurtarılmasına öncelik verilmiştir.

TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ

* TBMM’nin açılmasıyla “Milli Egemenlik” ilkesi tam olarak ilk kez gerçekleştirilmiştir.

* Yeni bir devletin kurulmasını sağladığından “Kurucu Meclis” sıfatını almıştır (Anayasa yapması bu duruma örnektir.). Ancak ulusal birlik ve beraberliği zedelememek için “olağanüstü yetkilere sahip meclis” tanımlaması yapılmıştır.

* Yeni bir yönetim anlayışını ve egemenliğin kaynağını değiştirmeyi öngördüğü için “ihtilalci” bir karakter taşımıştır.

* Ulusal iradeyi vatanın geleceğine egemen kılmak istemesi, azınlıklara yer vermemesi, Misak-ı Milli’yi ve İstiklal Marşı’nı kabul etmesi “Ulusal bir meclis” olduğunu gösterir.

* Üyeleri seçimle belirlendiği için “Demokratik”, toplumun her kesiminden temsilcilere yer vermesi nedeniyle de “çok sesli” bir meclistir.

* Güçler birliği ilkesini benimsediği için “olağanüstü yetkilere sahip” bir meclistir.

* İstanbul’daki Mebusan Meclisi’nin devamı olmayıp tamamen halk egemenliği ilkesiyle kurulmuştur (Aynı zamanda Ayan Meclisi’nden de bu yönüyle ayrılır.).

* Kurtuluş Savaşı’nı yönettiği için “savaş meclisi”dir.

* Yasalar önünde halkın eşitliği prensibini benimsediği için “halkçı” bir meclistir.

* Partileşme yoktur, gruplaşma vardır; Halk Zümresi (Bolşevikçiler), Islahat Grubu (Saltanatçılar), İstiklal Grubu (M. Kemal taraftarları), Müdafaa-i Hukuk Grubu (Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur.),

Tesanüd (Dayanışma) Grubu (Eski İttihatçılar), Yeşil Ordu (Çerkez Ethem yanlıları) ilk mecliste yer alan gruplardır.

* Teokratik bir meclistir; din ve şeriat işlerini yürütme görevini TBMM üstlenmiştir (1921 Anayasası’nın kabulü ile).

* Meclis Hükümeti Sistemi’ni benimsemiştir; Meclis Başkanı Hükümetin de başkanıdır. Hükümet üyeleri (bakanlar) meclis içerisinden tek tek oylanarak seçilir, istenmeyen hükümet üyesi değiştirilebilir fakat hükümet düşmez. Bu sistemde Başbakan ve Cumhurbaşkanı gibi makamlar yoktur. TBMM bu makamların kendisidir.

* I. TBMM;

 Düzenli orduyu kurmuştur (8 Kasım 1920).

 Anayasayı yapmıştır (Teşkilat-ı Esasiye – 1921).

 Ülkeyi işgalden kurtarmıştır.

 Saltanatı kaldırmıştır (1 Kasım 1922).

 Lozan’a heyet göndermiştir.

NOT-1: 25 Nisan 1920’de Mustafa Kemal’in başkanlığında 7 kişilik geçici bir icra heyeti “yürütme kurulu” oluşturulmuş, 3 Mayıs 1920’de “İcra Vekilleri Heyeti” genişletilmiş ve Yeni Türk Devleti’nin ilk hükümeti kurulmuştur.

NOT-2: I. TBMM, Milli Mücadele yıllarında iyice yıprandığı için 1 Nisan 1923’te kendisini feshetmiş, yeni meclis 11 Ağustos 1923’te resmen göreve başlamıştır (1927’ye kadar).

* I. TBMM’nin otoritesini güçlendirdiğinin kanıtları;

 Yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplaması

 İstanbul Hükümeti’nin yaptığı ve yapacağı her türlü işlemi yok sayması

 Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu kabul etmesi

 İstiklal Mahkemeleri’ni kurması

 Ayaklanmaları bastırması

 Vergi oranlarını arttırması

 Kurtuluş Savaşı’nı kazanması

NOT-3: Ceride-i Resmiye: İlk resmi gazetedir. 7 Şubat 1921’de ilk sayısı yayınlanmıştır. TBMM Hükümeti’nin yaptığı atamalar, genelgeler ve yasaları yayınlamıştır. 10 Eylül 1923’te “Resmi Ceride” adını almış, Cumhuriyet’in ilanından sonra “Türkiye Cumhuriyeti’nin Resmi Gazetesi’dir.” kaydıyla çıkmıştır.

* I. TBMM’nin Çıkardığı Kanunlar

 Ağnam (hayvan vergilerinin 4 katına çıkarılmasına dair) Kanunu (ilk kanun – 24 Nisan 1920)

 Hıyanet-i Vataniye Kanunu (29 Nisan 1920)

 İstiklal Mahkemeleri Kanunu (11 Eylül 1920)

 Firariler Hakkında Kanun (11 Eylül 1920)

 Düzenli Ordu Kanunu (8 Kasım 1920)

 Nisab-ı Müzakere Kanunu (Meclis içtüzüğü – 5 Eylül 1920)

 Men-i Müskirat Kanunu (Milli Mücadele’ye mali kaynak sağlamak amacıyla içki ve tütün mamulleri yasaklanmıştır – 10 Eylül 1920)

 Men-i İsrafat Kanunu (Her türlü israf yasaklanmıştır – 25 Kasım 1920)

 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (20 Ocak 1921)

 İstiklal Marşı Hakkında Kanun (12 Mart 1921)

 Başkomutanlık Kanunu (5 Ağustos 1921)

TBMM’YE KARŞI AYAKLANMALAR

Nedenleri:

* Saltanat ve hilafetin otoritesini devam ettirme düşüncesi (Damat Ferit’in amacı)

* Ulusal bilinci yok ederek TBMM’yi halktan uzaklaştırmak (İtilafların ve İstanbul Hükümeti’nin amacı)

* Vatanı bölerek yeni devletler kurma düşüncesi (Rum ve Ermeni azınlıkların amacı)

* Büyük bir devletin himayesine girme isteği (Bazı manda yanlılarının amacı)

* Boğazları daha uzun süre elde tutma planı (İngilizlerin amacı)

* Bazı Kuva-i Milliye birliklerinin disiplinsiz hareketleri

* Damat Ferit, Ulusal Hareketi engellemek için;

 4 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını idama mahkûm ettirmiş, resmi rütbe ve nişanlarının alınması emrini vermiştir.

 Düşmanla işbirliği yaparak, irticayı harekete geçirmiş, TBMM’yi etkisiz ve yetkisiz duruma düşürmeye çalışmıştır.

 Halifenin ve Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi’nin fetvasıyla ulusal hareketin lider kadrosunu din düşmanı ilan etmiştir.

 İtilaf Devletleri’yle bir an önce bir barış antlaşması (Sevr) yaparak işgalleri resmileştirmek istemiştir.

* Ayaklanmalar Dört Gruba Ayrılır;

Doğrudan İstanbul Hükümeti Tarafından çıkarılan Ayaklanmalar

1) Ahmet Anzavur Ayaklanması

* Balıkesir ve çevresindeki Kuva-i Milliye güçlerini dağıtmak amacıyla, İngiliz desteğiyle; ordudan atılmış eski bir subay olan Ahmet Anzavur tarafından çıkarılmıştır.

* Bu isyan Çerkez Ethem’e bağlı Kuva-i Seyyare ve Ali Fuat Paşa’ya bağlı mili güçler tarafından bastırılmıştır (16 Nisan 1920).

2) Kuva-i İnzibatiye (Halifelik Ordusu) Ayaklanması

* Damat Ferit tarafından milli güçleri dağıtmak amacıyla İzmit ve çevresinde çıkartılan isyandır.

* Bu isyan Ali Fuat Paşa’nın birlikleri tarafından bastırıldı. Birçok Kuva-i İnzibatiye eri milli güçlere katıldı (25 Nisan 1920).

NOT: Bu isyanlar İngilizlerin, Boğazları daha fazla elde tutmak amacıyla padişah ve hilafet makamını kullanarak İstanbul Hükümeti’ne çıkarttıkları isyanlardır.

B) İstanbul Hükümeti’nin ve İşgal Güçlerinin Kışkırtmaları Sonucu Çıkan Ayaklanmalar

* Bu ayaklanmaların çıkmasında halkın dini duygularını istismar ederek Milli Mücadele’yi engellemek, İtilaf Devletleri’nin işgal ettikleri topraklara yerleşmesini sağlamak, İngilizlerin Boğazlar ve çevresini denetim altına almak ve azınlıklardan yararlanmak gibi nedenler etkili olmuştur.

* Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı (Boğazlar için), Bozkır, Delibaş Mehmet (Konya – en geniş kapsamlı dini ayaklanma), Şeyh Eşref (Bayburt), Şeyh Recep (Sivas), Ali Batı (Mardin), Koçgiri (Sivas ve Erzincan), Çapanoğulları (Yozgat), Çopur Musa (Afyon), Milli Aşiret (Urfa), Cemil Çeto (Batman – Garzan) bu ayaklanmaların başlıcalarıdır.

C) Önceden Kuva-i Milliye Yanlısı Olup Sonradan Ayaklanma Çıkaranlar

* Düzenli ordunun kuruluş aşamasında belirli bir disiplin ve otorite altına girmek istemeyen

bazı Kuva-i Milliye şefleri tarafından çıkartılmıştır.

* Bunların başlıcaları; Çerkez Ethem (Kütahya), Demirci Mehmet (Denizli) ve Yörük Ali (Manisa) ayaklanmalarıdır.

* Bu isyanlar, I. İnönü Zaferi’nin kazanılmasının ardından 20 Ocak 1921’de kesin olarak bastırılmıştır.

D) Azınlıklar Tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar

* Osmanlı Devleti’nin iyice zayıflamasına paralel olarak Ermeniler Doğu Anadolu’da, Rumlar da Doğu Karadeniz’de bağımsız bir devlet kurabilmek amacıyla ayaklandılar.

* Batı Anadolu’da ise işgalci Yunan ordusundan aldıkları destekle isyan etmiş olan Rumların bu isyanları Büyük Taarruz sonucunda sona ermiştir.

NOT: I. TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaların içerisinde en uzun süreli olanları azınlık ayaklanmalardır. Özellikle de Rumların isyanı düzenli ordunun kurulabilmesiyle 6 Şubat 1923’te bastırılabilmiştir.

TBMM’nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Önlemler

* 29 Nisan 1920’de “Hıyanet-i Vataniye Kanunu” (Vatana İhanet Yasası) çıkarıldı. Buna göre;

 TBMM’ye sözle veya fiili olarak karşı çıkan herkes vatan haini kabul edilecektir.

 İstanbul’dan gelen hiçbir evrak kabul edilmeyecek, edenler vatan haini sayılacaktır (Sevr’i imzalayanlar ve kabul edenler vatan haini ilan edilmiştir.).

* Vatan hainlerini yargılamak amacıyla, Meclis içersinden salt çoğunluğun oyuyla 3 milletvekili seçilerek İstiklal Mahkemeleri kuruldu (18 Eylül 1920).

* İstanbul Hükümeti’nin fetvasına karşılık olarak Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ve 150 din adamının imzasıyla karşı fetva hazırlandı.

* Ankara’da açılan radyo (Anadolu Ajansı) ve gazete (Hâkimiyet-i Milliye) ile İstanbul Hükümeti’nin basın – yayın yoluyla yaptığı aleyhte propagandalara karşılık verildi.

* Halkı bilinçlendirmek için “İrşad (Öğüt) Heyetleri” kurulmuştur.

* İleriki dönemde Kuva-i Milliye birlikleri kaldırılmış ve yerlerine Düzenli Ordu kurulmuştur.

ÖRNEK SORU

Kurtuluş Savaşı’nda, TBMM Hükümetinin yarı resmî yayın organı hâline gelen gazete aşağıdakilerden hangisidir?

  1. A) Hakimiyet-i Milliye
  2. B) Peyam-ı Sabah
  3. C) İrade-i Milliye
  4. D) Yenigün
  5. E) İkdam

(2009 – KPSS)

Cevap: A

NOT-1: TBMM’nin Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu çıkarıp İstiklal Mahkemeleri’ni kurması, ayaklanmaları önlediği gibi düzenli ordunun kurulmasını da hızlandırmıştır. Böylece TBMM’nin Anadolu’daki gücü ve otoritesi artmıştır.

NOT-2: İstiklal Mahkemesi üyelerinin Meclis içerisinden seçilmesi TBMM’nin yargı yetkisini de kullandığını gösterir.

NOT-3: İstiklal Mahkemeleri ileriki dönemde, Tekalif-i Milliye Emirleri’nin uygulanışı sırasında, Şeyh Sait İsyanı sonucunda, Mustafa Kemal’e suikast girişimi nedeniyle ve Menemen İsyanı sonucunda tekrar kurulacaktır. Ancak 1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikle 1949’da kaldırılmıştır.

Ayaklanmaların Sonuçları

* Ayaklanmaları bastırmasındaki başarılarından dolayı, TBMM’nin halk üzerindeki gücü ve otoritesi arttı.

* TBMM, elindeki insan ve malzeme gücünü ayaklanmaları bastırmak için kullandığından, düzenli ordunun kurulması ve Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşması gecikti.

* İtilaf Devletleri ve Yunanlılar, TBMM’nin ayaklanmalarla uğraşmasından yararlanarak işgallerini genişlettiler (İngilizler Bandırma yakınlarına kadar, Yunanlılar ise Doğu Trakya, Bursa ve Uşak çizgisine kadar ilerlediler.).

NOT: Bu ayaklanmaların İstanbul Hükümeti’nce desteklenmesi “Ulusal Egemenlik”, İtilaflarca desteklenmesi “Ulusal Bağımsızlık”ı engellemeye yöneliktir.

ÖRNEK SORU

Aşağıdakilerden hangisinin, TBMM’nin varlığına yönelik tehditleri önleme amacı yoktur?

  1. A) Düzenli ordunun oluşturulması
  2. B) Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çıkarılması
  3. C) Meclis Hükümeti sisteminin benimsenmesi
  4. D) Ayaklanmaların bastırılması
  5. E) İstiklal Mahkemeleri’nin kurulması

(2003/KPSS)

Cevap: C

ÖRNEK SORU

I.Menemen Olayı’nın bastırılması,

II.Yozgat Ayaklanması’nın bastırılması,

III. İnönü Savaşları’nın kazanılması,

Kuvay-ı Milliye yukarıdakilerin hangilerinde etkili olmayı başarmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

  1. D) I ve III E) I, II ve III

(2005/KPSS)

Cevap: B

ÖRNEK SORU

Aşağıdaki ayaklanmalardan hangisi, Kurtuluş Savaşı’nda çıkan ayaklanmalardan biri değildir?

A) Menemen Ayaklanması

B) Delibaş Mehmet Ayaklanması

C) Çopur Musa Ayaklanması

D) Şeyh Recep Ayaklanması

E) Cemil Çeto Ayaklanması

(2006/KPSS Lisans)

Cevap: A

ÖRNEK SORU

Hıyanet-i Vataniye Kanunu aşağıdakilerden hangisi için çıkartılmıştır?

A) Seçimlerin yapılması

B) TBMM’nin varlığının korunması

C) Saltanatın kaldırılması

D) Düzenli ordunun kurulması

E) Osmanlı hanedanının yurt dışına gönderilmesi

(2006/KPSS Önlisans)

Cevap: B

ÖRNEK SORU

TBMM’nin açılmasından sonra, I. Mecliste gruplaşmaların oluşmaya başlaması, II. Kuva-i Milliye birliklerinin ihtiyaçlarının Milli Savunma Bakanlığınca karşılanması, III. Batı ve Güney Cepheleri’nin Genelkurmay Başkanlığı’na bağlanması

gelişmelerinden hangileri, askerî gücün belli bir otoriteye bağlı olmasının gerekliliği görüşünün uygulandığını gösterir?

  1. A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

(2007/KPSS) Cevap: E

ÖRNEK SORU

Aşağıdakilerden hangisi TBMM’ye karşı başlatılan ayaklanmaların nedenlerinden biri değildir?

A) Seçim çalışmalarının başlaması

B) Azınlıkların devlet kurmak istemesi

C) İstanbul Hükümetince halkın dinî duygularının kötüye kullanılması

D) Osmanlı Devleti’nin zayıflığından yararlanarak bazı ailelerin otoriteyi ellerine geçirmesi

E) Bazı Kuva-i Milliye birliklerinin yeni orduya katılmaya ve devlet düzenine girmeye karşı olması

(2008/KPSS Lisans)

Cevap: A

ÖRNEK SORU

Aşağıdakilerden hangisi, TBMM’ye karşı çıkarılan ayaklanmaların sonuçlarından biridir?

A) Ulusal kongrelerin toplanması

B) Ulusal mücadelenin zorlaşması

C) Azınlık ayaklanmalarının çıkması

D) Tekâlif-i Millîye Emirlerinin çıkarılması

E) Afganistan’la dostluk antlaşmasının imzalanması

(2008/KPSS Önlisans)

Cevap: B

ÖRNEK SORU

İlk TBMM’de ülkenin düşman işgalinden kurtuluşuna kadar, milletvekillerinin siyasal parti ve grup hareketlerini yasaklayan hükümler getirilmeye çalışılmasındaki amacın aşağıdakilerden hangisi olduğu savunulabilir?

A) Anayasal düzene geçmek

B) Çok partili döneme geçişi geciktirmek

C) Meclisteki milletvekili sayısını değişmeyen hâle getirmek

D) Anadolu ve Rumeli’deki ulusalcı düşüncede olanları bir cemiyet altında birleştirmek

E) Ulusal birliğin parçalanmasını engellemek

(2008/KPSS Ortaöğretim) Cevap: E

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI

(10 AĞUSTOS 1920)

* Sevr’in I. Dünya Savaşı’nı bitiren diğer barış antlaşmalarına göre geç imzalanmasının nedenleri şunlardır;

 Mondros Ateşkesi’nin bir barış antlaşması gibi geniş ve işgal içeren maddeler taşıması,

 İtilaf Devletleri arasında Osmanlı topraklarının paylaşımıyla ilgili anlaşmazlık yaşanması, (Rusya’nın savaştan çekilmesiyle bu devlete vaat edilen toprakların ne olacağı konusu),

 Paris Konferansı’nda İzmir’in Yunanlılara verilmesinden dolayı İngiltere ve İtalya arasında çıkan anlaşmazlık ve İtalya’nın konferansı terk etmesi,

 İtilaf Devletleri’nin ayaklanmalar yoluyla amaçlarına ulaşabilecekleri düşüncesi,

 Anadolu’da Milli Mücadele’nin başlaması (en önemlisi)

 Sevr’e Doğru Hazırlıklar

* İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti ile yapılacak olan barış antlaşmasının şartlarını belirlemek üzere İtalya’nın San Remo kentinde bir konferans düzenlediler (18 – 26 Nisan 1920).

* Bu konferansa Osmanlı Hükümeti adına katılan Tevfik Paşa önerilen taslağı kabul etmeyince İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’ni antlaşmayı imzalamaya zorlamak için 23 Nisan 1920’de Yunan ordusunu Bursa – Uşak çizgisi yönünde ve Trakya’ya kadar ilerlettiler. Yunan ordusu kısa zamanda Batı Anadolu’yu da işgal etti. Hem Kuvai Milliye, hem de Osmanlı askerleri yenildi.

* Bu gelişmeler üzerine daha fazla toprak kaybına uğramaktan ve Yunan ordusunun İstanbul’a gelebileceğinden çekinen Padişah Vahdettin ve Damat Ferit Hükümeti “Saltanat Şurası (Komisyonu)”nı derhal toplayarak barış taslağının kabul edilmesini kararlaştırdılar (22 Temmuz 1920).

* Antlaşma; Osmanlı Hükümeti adına Osmanlı delegeleri Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Bağdatlı Hadi Paşa, Şuray-ı Devlet (Danıştay) Başkanı Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri (Elçisi) Reşat Halis Beyler tarafından Paris’in Sevr kasabasında imzalandı (10 Ağustos 1920).

 Antlaşmanın Maddeleri

  1. A) Sınırlar:

* Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Lübnan ve Suriye Fransa’ya bırakılacaktır.

* Doğu Trakya, Batı Anadolu ve Ege Adaları Yunanistan’a bırakılacaktır.

* Arabistan ve Irak (Ortadoğu) İngiltere’ye bırakılacaktır.

* Güneybatı Anadolu (Antalya, Konya, İç Batı Anadolu, Göller Bölgesi, Muğla), Rodos ve Oniki Ada İtalyanların egemenliğine girecektir.

* Giresun, Ordu, Samsun, Tokat, Amasya, Sinop, Çorum, Kayseri’nin doğusu, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak ve Bilecik Osmanlı Devleti’nin elinde kalacaktır.

NOT: Bu maddelerle Osmanlı Devleti’nin bütün stratejik noktaları İtilaf Devletleri arasında paylaşılmıştır.

  1. B) Siyasi Hükümler:

* İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak, ancak Osmanlı Devleti barış şartlarını ve azınlık haklarını koruyamazsa İstanbul da Türklerin elinden alınacaktır.

* Boğazlar, aralarında Türk temsilci olmayan uluslar arası bir komisyon tarafından yönetilecek, tüm devletlerin gemilerine açık olacak (savaş zamanı dâhil) ve bu komisyonun ayrı bir bayrağı ve bütçesi olacak, geçişler paralı yapılacaktır.

* Azınlıklara geniş haklar verilecektir.

* Doğu Anadolu’dan başlayıp sınırları Karadeniz’e kadar ulaşacak, ABD mandasında bir Ermenistan ve buna bağlı özerk bir Kürdistan kurulacaktır.

NOT: Bu maddelerle Osmanlı Devleti’nin hukuki varlığı devam ettirilmiş, ancak siyasi yönden varlığı sona ermiştir.

  1. C) Askeri Hükümler:

* Osmanlı ülkesinde mecburi askerlik kalkacak ve askerlik paralı olacaktır.

* Osmanlı ordusu 50.700 kişiye indirilecek ve ordu ağır silahlardan arındırılacaktır.

* Ordudaki subayların % 70’i yabancı olacak, ordu sadece sınırları korumak ve iç asayişi sağlamak (jandarma görevi) için kullanılacaktır.

* Deniz gücü sınırlı olacak, donanma 13 küçük gemiden oluşacaktır.

NOT: Bu maddelerle Osmanlı Devleti savunmasız hale getirilmiştir.

  1. D) Ekonomik Hükümler:

* Osmanlı maliyesinin kontrolü İtilaf Devletleri’nin oluşturduğu Mali Komisyon’a bırakılacaktır. Bu komisyonun izni olmadan iç ve dış borçlanma yapılmayacaktır.

* Kapitülasyonlar yeniden yürürlüğe girecek ve bu kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanacaktır.

* Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecektir.

* Osmanlı uyruğundaki herhangi bir kişi, İtilaf Devletleri’nin vatandaşlığına geçebilecek, vatandaşlığa geçtiği tarihten itibaren her türlü kapitülasyondan yararlanabilecek, askerlik yapmayacak, Osmanlı’ya vergi vermeyecek, tekrar Osmanlı vatandaşlığına geçemeyecektir.

NOT: Bu maddelerle İtilaf Devletleri, Osmanlı ekonomik hayatında daha fazla etkinlik kazanmayı ve Türk ulusunu yasal yollarla yok etmeyi amaçlamışlardır.

Sevr’e Göre Anadolu

 Antlaşmanın Önemi:

 Osmanlı Devleti’nin imzaladığı en son antlaşmadır.

 Osmanlı Devleti bu antlaşma ile fiilen sona ermiştir.

 Sevr ölü doğmuş ve hiçbir zaman uygulanamamış bir antlaşmadır.

NOT: 1878’de imzalanan Ayestefanos Antlaşması ve Sevr Antlaşması’nın ortak özelliği;

imzalandıkları halde yürürlüğe girmemiş olmalarıdır.

 Osmanlı Anayasası’na (Kanun-u Esasi) göre padişah veya hükümetin imzaladığı bir antlaşma, Mebusan Meclisi’nde onaylanırsa resmen yürürlüğe girerdi.

 11 Nisan 1920’de Mebusan Meclisi dağıtıldığı için Sevr Antlaşması Meclis’te onaylanamamıştır. Bu nedenle antlaşmanın hukuki bir geçerliliği yoktur.

 Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe konamamasının en önemli nedeni; Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasıdır.

 Bu antlaşma, ülkenin parçalanmasına neden olduğu için Misak-ı Milli’ye aykırıdır. Aynı zamanda padişah bu antlaşmayı onaylamakla halkın iradesine yani çoğunluğun görüşüne ters düşmüştür.

 Osmanlı yönetiminin teslimiyetçi bir tutum sergilemesi, TBMM’ye katılımları arttırmış ve ulusal bilinci kamçılamıştır.

 Wilson İlkeleri’ne (12. maddeye) rağmen, Türk ulusunun bağımsız yaşama hakları gasp edilmiştir. Bu nedenle Ulusal Kurtuluş Savaşı, Türk ulusunun haklarını koruyabilmesi için son ve tek çözüm haline gelmiştir.

 Sevr Antlaşması’na Karşı Tepkiler ve Sonraki Gelişmeler:

* Antlaşmanın imzalanması İstanbul ve Anadolu’da tepkiyle karşılanınca Damat Ferit Hükümeti istifa etmiştir.

* TBMM, antlaşmayı kabul etmediğini açıklarken; bu belgeyi imzalayanları ve Saltanat Şurası’nda onaylayanları, ayrıca uygulatmaya çalışanları vatan haini ilan etmiş ve Hıyanet-i Vataniye Yasası’na göre yargılanmalarını kararlaştırmıştır.

* Sevr Antlaşması’ndan sonra Ermenistan ve Kürdistan devletlerini kurma çalışmaları da hızlanmıştır.

BİLECİK GÖRÜŞMESİ

(5 ARALIK 1920)

* TBMM adına Mustafa Kemal ile İstanbul yönetimi adına Tevfik Paşa Hükümeti’nden Ahmet İzzet Paşa ve Salih Paşa arasında yapılmıştır.

* Görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmamış; İstanbul’dan gelenler zoraki Ankara’ya götürülmüşlerdir.

* Bundan amaç; İstanbul yönetiminin Ulusal Harekete katıldığı izlenimini vermektir.

* Ankara’ya gelenlerin Mart 1921’de İstanbul’a dönmelerine izin verilmişse de Münir Bey (Ertegün) kendi isteği ile Ankara’da kalmıştır.

* Bu görüşmeler, TBMM’nin yasal (siyasi) varlığını tanıtması ve gücünü kanıtlaması açısından önemlidir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.