Alacaklı: Bir borç ilişkisinde karsı tarafı, bir şeyi yapmaya, vermeye ya da bir şeyi yapmaktan kaçınmaya zorlamaya hakkı olan kişi
Aslen Kazanma: Bir hakkın, kimseye ait olmayan bir hakkı kendi fiiliyle elde etmesi.
Ayırt Etme Gücü: Akla uygun biçimde davranma yeteneği.
Ayni Hak: Eşya üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karsı ileri sürülebilen hak.
Bilimsel Görüş: Hukuk bilginlerinin hukuki
sorunlarda ileri sürdükleri
görüş, düşünce ve Kanaatlar.
Birlikte Ölüm Karinesi: Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğünün ispat edilememesi durumunda hepsinin aynı anda ölmüş sayılması.
Borç ilişkisi: İki taraf arasında doğan ve bunlardan birinin diğerine karsı bir edimi yükümlediği ilişki. İki taraf arasında tek taraflı veya karşılıklı yükümlülükleri kapsayan hukuki bir bağ
Borçlu: Alacaklıya karsı bir edimde bulunma yükümlülüğü altında olan kişi.
Borçlunun Temerrüdü (Direnimi): Halen ifası mümkün olan muaccel bir borcun alacaklının ihtarına karsın borçlu tarafından zamanında ifa edilmemesi
Cebri icra: Borcunu yerine getirmeyen kimseyi borcunu yerine getirme ye zorlama biçiminde bir yaptırım.
Cenin: Kendisine gebe kalınmış ve doğumu beklenilen çocuk.
Ceza: Kanunun suç isleyen kişiye uygulanmasını öngördüğü yaptırım
Cürüm: Toplum düzenini ağır biçimde sarsan suçlar.
Tam Ehliyetsiz: Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişi.
Tazminat: Hukuka aykırı olarak başkalarına verilen zararların ödettirilmesi biçimindeki yaptırım.
Telif Hakki: Yazar hakkı.
Tespit Davası: Bir saldırı sonucunda kişilik hakları zedelenmiş olan kimselere, sona ermesine rağmen etkisini devam ettirdiği takdirde, bu saldırının hukuka aykırılığını tespit ettirmek üzere açılacak dava.
Tüzel Kişi: Baslı basına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları. Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bağımsız bir varlık halinde örgütlenmiş, hak ve fiil ehliyetine sahip kişi ve mal toplulukları.
Vakıf: Baslı basına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belli bir amaca özgülenmesi.
Vekâlet Sözleşmesi: Vekilin, vekâlet verene ait bir isin yönetimi veya bir hizmetin görülmesi konusunda vekâlet veren ile yaptığı sözleşmedir.
Velayet: Çocuklar üzerinde ana ve babanın kanundan doğan hakları.
Velayet Hakkı: Ergin olmayan çocuklar üzerinde ana ve babaya tanınmış olan mutlak hak.
Vesayet: Velayet altında bulunmayan küçük ve kısıtlıların çıkarlarını korumak üzere mahkemece yasal temsilci atanması.
Zamanaşımı: Kanun tarafından belirlenmiş şartlar altında belli bir süre içinde alacaklının hareketsiz kalması sonucu alacağının ifasını isteme yetkisinin sona ermesi.
Zaruret Hali: Kendisini veya başkasını bilerek sebebiyet vermediği zarardan ya da derhal ortaya çıkabilecek bir tehlikeden kurtarmak için başkasının mallarına zarar verme
Nisbi Hak: Belirli kişilere karsı ileri sürülebilen hak.
Olumlu Edim: Bir seyin yapılmasına veya verilmesine ilişkin edim.
Olumsuz Edim: Bir şeyin yapılmamasına ilişkin edim.
Ölüm: Gerçek kişiliği sona erdiren hukuki bir olay.
Ölüm Karinesi: Bir kimsenin ölümüne kesin gözle bakılacak bir durumda kaybolması halinde ölmüş sayılması ve o yerin en büyük mülkiye amirinin emriyle kütüğüne ölüm kaydının düşülmesi.
Örf ve Adet: Topluluk içerisinde kök salmış olup, uyulması gerekli gelenekler.
Sebepsiz Zenginleşme: Hukuken geçerli bir sebep olmaksızın, bir kimsenin diğer bir kimsenin zararına zenginleşmesi.
Sınırlı Ehliyetli: Tam ehliyetli olup, bazı sebeplerden dolayı ehliyet belli konularda kısıtlanmış olan kişi.
Sınırlı Ehliyetsiz: Ayırt etme gücü bulunan ancak, ergin olmayan ya da kısıtlı bulunan kişi.
Sınırlı Sorumluluk: Borçlunun, malvarlığındaki belirli malları ile veya belirli bir miktar oranında bütün malları ile sorumlu olması.
Sınırsız Sorumluluk: Borçlunun tüm malvarlığı ile sorumlu olması.
Tacir: Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse.
Tahsis (özgüleme) Prensibi: Tüzel kişilerin fiil ehliyetlerinin amaçları ile sınırlandırılması.
Takas: Bir borcun, bir karsı alacağa feda edilmesi suretiyle sona erdirilmesi.
Tam Ehliyetli: Fiil ehliyetinin bütün koşullarına sahip olan kişi.
Maddi Tazminat Davası: Kişilik haklarına hukuka aykırı saldırıda bulunulan kimsenin, bu saldırıdan dolayı uğrarmış olduğu maddi zararlarının giderilmesi için açtığı dava.
Maddi Yaptırım: Hukuk kurallarına uyulmadığında karşılaşılacak tepki.
Mal Topluluğu: Belli bir amacın gerçekleştirilmesi için kişilerin bir araya gelmeleriyle oluşturulmuş, bağımsız varlığa sahip topluluklar.
Manevi Tazminat Davası: Kişilik haklarına hukuka aykırı saldırıda bulunulan kişinin bu yüzden duymuş olduğu üzüntü ve utancı gidermek için açtığı dava.
Manevi Yaptırım: Hukuk kuralları dışındaki diğer sosyal kurallara uyulmadığında karşılaşılacak tepki.
Meşru Müdafaa: Bir kimsenin, kendisine veya başkasına ya da mallarına yönelen, halen var olan haksız saldırıdan doğacak zararı önlemek için yapmak zorunda kaldığı eylem.
Mevzuat: Yasa, tüzük, yönetmelik ve diğer hukuk kaynaklarının tümü.
Miras (Tereke): Miras bırakanın mal varlığının toplamı.
Mutlak Butlan: Bir hukuki işlemin kamu düzenine, ahlaka aykırı olması veya esaslı koşullara sahip bulunmaması.
Mutlak Hak: Sahibine maddi ve maddi olmayan bütün mallar ile kişiler üzerinde en geniş yetkiler veren ve herkese karsı ileri sürülebilen hak.
Muvazaa: Tarafların, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan bir işlem yapmaları fakat görünürdeki bu işlemin geçerli olmayacağı konusunda anlaşmaları.
Hukuki Olay: Hukuk düzeninin kendilerine bir sonuç bağladığı olaylar.
Hukuki sonuç doğuran ve insan iradesi dışında gerçeklesen olay.
Hükümsüzlük: Bir hukuki işlemin, kanunun öngördüğü şekilde yapılmaması veya kanuna aykırı olarak yapılması halinde hukuki sonuç doğurmaması.
İcaba Davet: Bir sözleşmenin oluşabilmesi için, açıklanan irade beyanının sadece konuyu görüşme amacıyla yapılması.
İcap: Bir sözleşmenin meydana gelebilmesi için zaman bakımından önce yapılan irade açıklaması.
İfa: Borçlanılan edimin yerine getirilmesi. İlliyet Bağı: Bir sebep ile ortaya çıkan sonuç
arasındaki ilişki.
İnfisah (Dağılma): Bir tüzel kişiliğin herhangi bir isleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona ermesi.
İyi niyet: Bir hakkın kazanılmasında, buna ait engeli bilmemek.
Karine: Bilinen bir durumdan bilinmeyen bir durumun varlığını çıkarma.
Kast: Hukuk düzeninin izin vermediği bir fiili bilerek, isteyerek islemek iradesi.
Kısıtlılık: Bir kimsenin medeni hakları kullanma yetkisinin mahkemece kaldırılması.
Kişi: Haklara ve borçlara sahip olabilen varlıklar.
Kişilik Hakları: Bir kişinin maddi (bedensel), manevi ve iktisadi bütünlüğü ve varlıkları üzerindeki mutlak haklar.
Kişisel Edim: Bizzat borçlu tarafından yerine getirilmesi gereken edim.
Maddi Edim: Doğrudan doğruya borçlunun malvarlığı ile yerine getirile-
Def’i: Davalının borcunu, özel bir nedenden dolayı yerine getirmekten kaçınmasına olanak veren hak.
Dernek: Kazanç paylaşmak dışında bir amaçla en az yedi gerçek kişi ile kurulan kişi topluluğu niteliğinde özel hukuk tüzel kişileridir.
Devren Kazanma: Bir hakkın, sahibi bulunan kişiden elde edilmesi.
Dürüst Davranma: Bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi, yani dürüst, namuslu, aklı basında, davranışının sonucunu bilen, orta zekâlı her insanın benzer olaylarda izleyecek olduğu yolda hareket etmesi.
Edim: Borçlunun yerine getirmekle yükümlü olduğu borcun konusu.
Borçlunun yerine getirmekle yükümlü bulunduğu davranış biçimi.
Ergin Olmak: Bir kimsenin kanunun belirttiği belli bir yas sınırını asması.
Fesih (Dağıtma): Bir tüzel kişiliğin bir kararla sona erdirilmesi.
Fikri Hak: Bir kimse tarafından yaratılan yapıt üzerindeki düşünsel hak.
Fiil Ehliyeti: Bir kişinin kendi fiil ve işlemleriyle kendi lehine haklar, aleyhine borçlar yaratabilme gücü, yeteneği.
Gaip: Yok olan kişi (kaybolmuş kimse). Hak: Hukuken korunan yarar.
Hak Ehliyeti: Hak ve borç sahibi olabilme yeteneği.
Haksız Fiil: Hukuk düzeninin hoş görmediği, zarar verici eylemler. Bir kimsenin, hukuk kurallarına aykırı ve zarar verici davranışı. Hukuki Fiil: Hukuki sonuç doğuran ve insan iradesi ile gerçeklesen davranış.
Hukuki işlem: Bir hukuki sonuç oluşturmak için irade açıklamasında bulunmak. Bir veya birden fazla kimsenin hukuki bir sonuca yöneltilmiş
[wp_ad_camp_4]
İlk yorum yapan olun