Ticaret Hukuku Tüm Terimler

Kpss Hukuk – Ticaret Hukuku Terimleri Sözlüğü

Acente: Tabi sıfatı olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir yer veya bölge içinde, devamlı bir biçimde, ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kişi.


Açıklayıcı Senet: Hakkın, senedin düzenlenmesinden önce var olduğu senet türüdür. Bir defa senet düzenlenince, hak senetle birleşmiş olur ve bir daha ayrılmaz.


Adi Komandit Ortaklık: Ticari bir işletmeyi, bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluklarının sınırlanmadığı ve diğer ortak veya ortakların sorumluluklarının sermaye ile sınırlanmış olduğu şirket türü.


Adi Ortaklık: İki veya daha çok kimsenin, ortak bir amaca ulaşmak için, emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri ortaklık tipi.


Alacağın Temliki: Bir borç ilişkisinde alacağın, alacaklı tarafından bir başka şahsa devredilmesi.


Ani Kuruluş: Anonim şirket kuruluş çeşitlerinden olup, en az beş kişinin bir araya gelerek, ortaklık sermayesinin tümünü aralarında taahhüt edip, 1/4′ ünü bankaya yatırarak, kısa yoldan anonim şirket kurmalarına denir.
Anonim Ortaklık: Bir unvana sahip, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız malvarlığı ile sorumlu bulunan ortaklık.
Ayın: Şey, mal, nesne.
Ayni Hak: Eşya üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen hak.
Azınlık Hakkı: Şirket sermayesinin %50 sinden fazlasına sahip olanların, şirketi yönetme ve denetleme hakkının karşısında, azınlıkta kalan ortakların kanunen sahip oldukları haklar.
Azil: Verilen temsil yetkisinin ortadan kaldırılması.

B

Basiret: Seziş, önceden görüş, ileriyi görüş. Bâtıl: İptal edilebilir, özünde gerçek olmayan.
Beyana Tabi Defter: Tacirler tarafından, işletmenin nitelik ve niceliği göz önüne alınarak belirlenen, noterce onaylanıp, her yılbaşında ticaret siciline beyan edilen defter.
Beyaz Ciro: Senet malikinin, senedin arkasına, sadece imzasını atarak yaptığı ciro.
Bilanço: Bir işletmenin, belli bir tarihteki alacak ve borçlarını iki sütun halinde gösteren özet muhasebe kaydı.
Birleşme: Bir veya birden çok ticaret ortaklığının malvarlığının, tasfiye olmaksızın içlerinden birine ya da yeni kurulan bir ortaklığa kendiliğinden ve tümden geçmesi.
Bono: Bir kimsenin diğer bir kimseye veya onun emir ve havalesine, belirlenen vadede, belli bir tutarı ödeme taahhüdünü içeren, özel biçim ve hükümlere sahip ticari senet.
Borsa: Bazı tüccarların ve özellikle değerli kâğıt alışverişleriyle uğraşanların, alım- satım amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer.
Büyük Defter: Yevmiye defterine geçirilmiş olan işlemleri, sistemli bir biçimde hesaplara toplayan defter.

C – Ç

Cezai Şart: Sözleşmenin yerine getirilmemesi veya bir kısmının yerine getirilmesi durumunda, tarafların, ödenmek üzere kararlaştırdıkları tutar.
Ciranta: Kıymetli evraktaki hakkını başkasına ciro eden.
Ciro: Ticari senedin, arkasına yazılan yazı veya imza ile başkasına devri.
Coğrafi İşaret: Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer bir özelliği itibariyle, kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaret.
Çek: Bir kimsenin bankadaki parasının belirttiği kişiye ödenmesi için bankaya gönderdiği, yasadaki koşullara uygun düzenlenmiş belge.
Çizgili Çek: Çekler kural olarak, onu ibraz edene ödenir, ancak bazen hamil veya keşideci çekin yüzüne paralel ve yatay iki çizgi çizer. Bu takdirde çekin özellikle bankaya veya muhatabın müşterisine ödenmesi gerekir. Eğer iki çizgi arasında bir banka adı yazılıysa bu durumda özel çizgili çek söz konusu olur.

D

Def’i: Bir talep karşısında kalan borçlunun, talebin varlığını kabul ve ancak özel bir nedene dayanarak, bunun yerine getirmekten kaçınacağı yolundaki savunması.
Denetçi: Şirket faaliyetlerinin yasaya ve şirketin amacına uygun olup olmadığını kontrol eden ve yasaya göre kendisine çeşitli görev ve yetkiler verilmiş olan organ.
Dermeyan Edilmek: İleri sürülmek
Dernek: Kazanç paylaşma dışında, belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmeleri ile kurulan tüzel kişiliğe sahip hukuki varlık.
Desise: Hile, oyun, entrika.
Donatma İştiraki: Birden çok kişinin, ortak mülkiyet biçiminde sahip oldukları bir gemiyi, aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullanmaları.
Dürüstlük Kuralı: Kişilerin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst, aklı başında, namuslu bir insandan beklenen davranış biçimine uygun davranmalarını öngören genel kural.

E

Elbirliği Mülkiyeti: Kanun veya kanunda ön görülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti.
Emre Yazılı Ödeme Vaadi: İçinde bono kelimesi bulunmayan ve fakat açıkça emre yazılı olarak düzenlenmiş olup, bononun diğer unsurlarını içeren senet.
Emre Yazılı Senet: Emre yazılı olan ve yasa tarafından böyle sayılan kıymetli evrak.
Emredici Hükümler: Yasa, tüzük veya yönetmeliklerde yazılı olan ve uyulması zorunlu olan kurallar. Kişilerin, iradeleriyle, bu kuralları değiştirmeleri söz konusu değildir.
Emtia: Ticaret konusu oluşturan her türlü taşınır mal.
Emtia Senedi: Makbuz senedi, nakliye senedi, varant ve konşimento gibi, eşya üzerindeki çeşitli hakları temsil eden senet.
Esas Sermaye: Tamamı taahhüt edilmiş bulunan, değiştirilmesi artırma ve azaltma işlemlerinin yapılmasına bağlanmış olan sermaye.
Envanter: Bir kurum veya kişiye ait alacak ve borçların belirli bir tarihte ayrı ayrı miktar ve değerlerini gösteren döküm cetveli.

F

Faiz: Alacaklının verdiği borca karşılık, kazanç sağlamak veya enflasyon gibi nedenlerle zarar uğramamak amacıyla, borçlusundan istemeye hakkı olduğu karşılık.
Feragat: Vazgeçme; iki taraftan her birinin talep sonucundan vazgeçmesi.
Fesih: Bozmak, geçersiz hale getirmek, hükümden düşürmek.
Fesih Beyanı: Sözleşmelerde taraflardan birinin sözleşme gereklerine devam etmeyeceği yolundaki irade beyanını, diğer tarafa bildirmesi.

G

Gerçek Kişi: Hukukun, kendilerine, hak ve borç sahipliği yetkisi tanıdığı insanlar.
Genel Kurul: Anonim ortaklığın, en yüksek irade ve karar organı.
Gündem: Ortaklık toplantılarında, konuşulup tartışılacak ve yapılacak işlerin listesi.
Günlük Defter: Tacirin yaptığı işlerin, yapıldığı tarihe göre sıralandığı ve günü gününe yazıldığı defter.

H

Haksız Fiil: Bir kimsenin, ister bile bile, ister savsama yoluyla olsun, bir başkasını hukuka aykırı olarak zarara uğratmasına neden olan eylem.
Haksız Rekabet: Ekonomik rekabetin, dürüstlük kurallarına aykırı davranış ve başka şekillerde her türlü kötüye kullanılması.
Halef: Birinden sonra gelip, onun yerine geçen, hak ve borçlarına sahip olabilen kimse.
Halka Arz: Menkul kıymetlerin satın alınması için yazılı, sözlü veya resmi şekilde her türlü yolla halka çağrıda bulunmak.
Hamiline Yazılı Senet: Senedin metninden veya biçiminden hamili (elinde bulunduranı) kim ise, o kimsenin, hak sahibi sayılacağı anlaşılan senet.
Hapis Hakkı: Borçlunun rızası ile zilyetliğini devretmiş olduğu bir menkul mal veya kıymetli evrakın; borçlunun vadesi gelmiş bir borcuna karşılık olarak, alacaklının elinde bulunmasını sağlayan ve alacaklıya malı iadeden kaçınma ve paraya çevirme yetkisi veren hak.
Hata: Yanılma; gerçeğe uygun olmayan ve hata eden kişice gerçek kabul edilen eylem.
Hile: Aldatma, yanıltma, dolan; bir kimsenin kendi davranış biçimi veya sarf ettiği sözler ile diğer bir kimseyi, bir irade beyanında bulunmaya veya sözleşme yapmaya yöneltmek için yanlış bir fikir doğuşuna veya yanlış fikrin devamına bile bile neden olması.
Hizmet Sözleşmesi: İşçinin, belirli veya belirsiz bir zaman süresi içerisinde iş görmeyi ve işverenin de ona bir ücret vermeyi üzerine aldığı sözleşme türü.
Huzur Hakkı: Ana sözleşmeye hüküm konarak veya sonradan genel kurul kararıyla miktarı belirlenerek, yönetim kurulu üyelerine, katıldıkları her toplantı için verilen para.

I – İ

İbra: Alacaklının, borçlusunda bulunan alacağından tamamen veya kısmen vazgeçmesi; derneklerde ve ortaklıklarda organları sorumluluktan kurtarmak.
İbraz: Gösterme, sunma.
İcazet: Temsil yetkisi bulunmadan başkası adına yapılan işleme, adına işlem yapılan kişinin verdiği onay.
İfa: Ödeme, yerine getirme.
İflâs: Borcunu ödemeyen veya ödemelerini tatil eden borçlu hakkında yapılan takip sonucunda, mahkeme kararı ile tespit ve ilan edilen bir durum olup, iflas kararı üzerine borçlunun bütün malvarlığı, tüm alacaklılar yararına tasfiye edilir.
İflâs Masası: İflasın açılması ile müflisin haczi olanaklı bütün mal ve haklarının oluşturduğu özel malvarlığı.
İhbar: Haber verme, bildirme.
İhraç: Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından satılması.
İhraççı: Sermaye piyasası aracı çıkaran anonim ortaklık, KİT, mahalli idare gibi kuruluşlar.
İhtar: Hatırlatma, uyarma.
İkâmetgâh: Bir kimsenin yerleşmek niyetiyle oturduğu yer, yerleşim yeri.
İkrah: Korkutma, bir kimseyi yapmak istediği şeyi yapmamaya, yapmamak istediği şeyi yapmaya korkutarak zorlama.
İlliyet İlişkisi: Bir sonucu ortaya çıkaran eylem ve hareketle o sonuç arasındaki bağıntı, nedensellik, sebep ve sonuç ilişkisi.
İlmühaber: Belge; herhangi bir durumu gösteren durum belgesi.
İnfisah: Kendiliğinden ortadan kalkma, bozulma, dağılma.
İntifa Hakkı: Yararlanım hakkı; başkasına ait bir malda, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren hak.
İşletme: Ticarethane, fabrika veya ticari biçimde işletilen diğer kurumlar.
İşletme Adı: Ticaret mahalli olarak bizzat işletmeyi tanıtmaya ve benzer işletmelerden ayırmaya yarayan ad.
İtibari Değer: Paraların, pay senetlerinin, tahvillerin, poliçelerin, çeklerin üzerinde yazılı olan değer, saymaca değer.
İtiraz: Bir hakkın doğumuna engel olan veya o hakkı sona erdiren olgu.
İyi niyet: Bir hakkın kazanılmasına engel bir hususu, o hakkı edinmek isteyen kişinin bilmemesi veya bilmesinin gerekmemesi.

K

Kabul: Hukuk yargılamasında iki taraftan birinin (davalının), diğerinin istem sonucunu benimsemesi.
Kabul Etmeme Protestosu: Kabul için gösterilen poliçenin muhatap tarafından kabul edilmemesi durumunda çekilen protesto.
Kâr: Bir işten elde edilen net kazanç.
Karar Defteri: Tüzel kişi tacirlerin ortaklık organlarının aldıkları kararları kayıt ettikleri defter.
Kanuna Karşı Hile: Kanunların yasakladığı bir sonucu, kanunların izin verdiği araçlarla (diğer hükümlerle) dolaylı bir biçimde elde etmek.
Kanuni Temsilci: Kaynağını yasadan alan temsilci çeşidi.
Kambiyo Senedi: Poliçe, bono ve çekten oluşan senet türleri.
Karine: Bilinen bir olgudan bilinmeyen bir olgunun çıkartılması.
Katılma Payı: Ortağın ortaklığa katılması karşısında ortaklık mal ve gelirlerindeki payı.
Kefalet: Bir borcun borçlu tarafından yerine getirilmesini üçüncü bir kişinin alacaklıya temin etmesini sağlayan sözleşme.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl davanın çözümüne etkili olan bir eylemin ispatlanması için diğerine önerdiği yemin.
Kolektif Ortaklık: Ticari bir işletmeyi, bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğunun, ortaklık alacaklılarına karşı sınırlandırılmadığı ortaklık.
Komandit Ortaklık: Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacı ile kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlanmamış, diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belli bir sermaye ile sınırlanmış olan ortaklık.
Komandite Ortak: Komandit ortaklıkta, sorumluluğu sınırlandırılmamış ortak.
Komanditer Ortak: Komandit ortaklıkta, sorumluluğu sınırlandırılmış ortak.
Komisyon: Bir işin yapılması karşılığı iş bedeli üzerinden alınan miktar.
Komisyoncu: Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret karşılığında kendi adına, vekil eden hesabına değerli kâğıt ve taşınır şeyler alım ve satımını üzerine alan kimse.
Konkordato: Dürüst borçluların önerip, en az üçte iki alacaklısının kabulüyle ve ticaret mahkemesinin onayı ile ortaya çıkan anlaşma.
Kıymetli Evrak: Hakkın senede bağlı olduğu ve ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemediği senet.
Kişilik Hakkı: Kişilerin vücut bütünlüğüne, onuruna, sırlarına, manevi dünyasına ilişkin hakları.
Kişisel Def’iler: Senet borçlusu ile lehtarı arasında, senet dışı ilişkilerden doğan def’iler.

L

Lehtar: Lehine bir hak yaratılan; kambiyo senedinde senet bedelini tahsil edecek olan kimse.
Limitet Ortaklık: İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortakların sorumluluğu koymayı üstlendikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi belli olan ortaklık.

M

Malik: Üye; bir şeye sahip olan kişi; mülkiyet hakkı sahibi.
Marka: Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilen her türlü işarettir.
Menkul Kıymet: Bir sermaye ve alacağın, bir kısmını temsil eden ve sahibine gelir getiren, dolaşım yeteneğine sahip kıymetli evrak.
Muaccel Borç: Vadesi gelmiş bulunan borç.
Muhatap: Karşı taraf, kendisine başvurulacak kimse, kambiyo senedinde ödemeye yetkili kılınan kimse.
Murahhas: İzinli; delege, bir iş için görevlendirilen kurul adına tam yetkili.
Murahhas Müdür: Yetkili müdür.
Murahhas Üye: Yetkili üye, ortaklıklarda yönetim kurulunca kendisine yönetim yetkisi verilen kişi.
Murakıp: Denetçi.
Muvazaa: Tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayacak bir görünüş yaratmak konusunda anlaşmaları.
Müdür: İdare eden, yöneten.
Müeccel Borç: Vadesi gelmemiş borç.
Müflis: Hakkında ticaret mahkemesi tarafından iflâs kararı verilmiş gerçek veya tüzel kişi.
Müktesep Hak: Önceden yürürlükte bulunan hükümlere göre bir kişi yararına var olan bir hakkın, sonradan çıkarılan hükümlerle çiğnememesi, bir kimsenin edinmiş olduğu hakkın onun iradesi dışında elinden alınmaması.
Mülkiyet Karinesi: Menkul bir şeyin zilyedinin onun maliki olarak sayılması.
Mütemerrid: Temerrüde düşen kimse.
Müteselsil Borçluluk: Birden çok borçlunun, borcun tümünden alacaklıya karşı sorumlu olmayı yükümlenmesi.

N

Nama Yazılı Senet: Belirli bir kişinin namına (adına) yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve yasal olarak da emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak.
Nominal Değer: Paraların, pay senetlerinin, tahvillerin, poliçelerin, çeklerin üzerinde yazılı olan değer.
Noter: Hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgeleyen kamu görevlisi.

O – Ö

Olağan Genel Kurul Toplantısı: Ortaklığın normal faaliyet çerçevesi içinde belirli aralıklarla yapılan toplantı.
Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı: Süreye bağlı olmaksızın, genel kurulun toplantıya çağrılması.
Organ: Uzuv; tüzel kişilerin yasa ve tüzüklerine göre temsile ve/veya iradelerini belirtmeye yetkili bir veya birden çok kişi veya kurul.
Ortaklık: Şirket; iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek için birleştirmeleri.
Ödememe Protestosu: Bir ticari senet, ibraz edilmesine rağmen ödenmemişse, hamilin cirantalara, keşideciye veya senet dolayısıyla sorumluluk altına girenlere başvurabilmesi için çekilmesi gereken protesto.
Ödeme Vaadi: Bir ödemede bulunulacağına dair verilen söz.
Örf ve Adet: Topluluk içerisinde kök salmış olup, uyulması zorunlu gelenekler.

P

Pay: Hisse, bir tam şeyden birden çok kişiye düşen.
Pay Senedi: Hisse senedi; ortaklık sermayesinin birbirine eşit kısımlara ayrılmış parçalarından her birinin karşılığı olmak üzere, yasada gösterilen biçimlere uygun olarak düzenlenen kıymetli evrak.
Peştemaliye: Bir işletmenin devri söz konusu olduğunda, maddi değerinin yanında, işletmenin yeri, edindiği itibar ve müşteri çevresi gibi maddi olmayan değerleri için ödenen bedel.
Poliçe: Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı kendi adına ve bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya verdiği emri içeren belge.
Protesto: Bir hakkın düşmesini önlemek, başka birini temerrüde düşürmek gibi sebeplerle, muhataba resmen yazılı bildirimde bulunmak.

R

Rehin: Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey.
Rehin Cirosu: Senetteki tutarın rehnedilmesi amacıyla yapılan ciro.
Rekabet Yasağı: Aynı konuda, aynı alanda çalışma yasağı.
Re’sen: Kendiliğinden, herhangi bir isteğe gerek olmadan.
Rücu: Dönme, geriye dönme, cayma.
Rücu Hakkı: Bir ödemede bulunan kimsenin, yaptığı bu ödemeyi kısmen veya tamamen, yapması gereken kişilerden istemesi.
Rüçhan Hakkı: Öncelik hakkı; bir alacağın, diğer alacaklardan önce tahsil edilmesi (ödenmesi) hakkı.

S – Ş

Semen: Satım sözleşmesinde satıcının mal teslimine karşılık ödenecek para.
Senedin Hükümsüzlüğüne İlişkin Def’i: Hükümsüzlük nedeni şahsında doğan kişi tarafından, senet ilişkisi nedeni ile kendine başvuran herkese karşı ileri sürülebilen def’i.
Sermaye: Anapara, kapital.
Sermaye Borcu: Ortaklardan her biri tarafından, ortak amacı gerçekleştirmek için ortaklığa konulması üstlenilen değer.
Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Ortaklık: Sermayesi paylara bölünen ve ortaklardan birinin veya birkaçının ortaklık alacaklarına karşı anonim ortaklık ortağı gibi sorumlu oldukları ortaklık.
Seyyar Tüccar Memuru: Ticari işletmenin merkezinin dışındaki yerlerde tacir adına işlem yapma yetkisine sahip kişi.
Silsile: Sıra, art arda gelme, dizilme.
Sirküler: Genelge; belli bir konuda bilgi vermek için gönderilen yazı.
Sorum (Sorumluluk): Mesuliyet; uyulması gereken bir kurala aykırı davranışın hesabını verme.
Sulh: Görülmekte olan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleri.
Şahadetname: Resmi makamların, özel bir kurumun veya bir kişinin bildiği bir olguyu onamak ve doğrulamak için düzenlediği belge.
Şirket: Ortaklık; iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca ulaşmak için birleştirmeleri.

T

Tacir: Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse.
Tahkim: Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişilere bırakmaları ve bu uyuşmazlığın özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanması.
Tahvil: Devletin veya ortaklıkların borç sağlamak amacı ile çıkarttıkları senet.
Takas: İki kişi arasındaki karşılıklı para veya aynı cinsten sayı, tartı veya ölçü ile belirlenebilen şeylere ait muaccel alacakların birbirlerini ortadan kaldırma hali.
Takas Odası: Bir kentteki bankaların birbirlerine ödeyecekleri çekleri veya benzeri senetleri aralarında takas yoluyla ödemek üzere banka temsilcilerinin bir araya gelmesi.
Taksirli Müflis: Yasada sayılan kusurlu hareketleri yüzünden iflâs eden kişi.
Tam Ciro: Senet malikinin senedin arkasına lehtarın adını yazıp “ödeyiniz” ibaresi koyduğu ve imzaladığı ciro.
Tamamlayıcı Yemin: Ticari defterlerin, yazılı kanıt niteliğini kuvvetlendirmek için verilen yemin.
Tasfiye: Saf hale getirme; ortaklığın sona ermesi halinde hesaplarının kapatılması ve alacaklılara ödemelerin yapılması.
Tasfiye Bakiyesi: Ortaklık malvarlığının tasfiye edilmesi amacıyla, ortaklık alacaklarının toplanıp borçların ödenmesinden sonra geriye kalan miktar.
Tasfiye Memuru: Tasfiye işlemini yapan kişi.
Tasfiye Payı: Ortaklığın tasfiyesi sonucu tasfiye bakiyesi üzerinde ortağın talep hakkı.
Teamül: İnsanlar arasında yapılagelen şey, alışılmışlık.
Tedavül: Sürüm, geçerlik, yürürlük.
Tedrici Kuruluş: Anonim şirketin kuruluşunda, sermayenin yüzde onunun kurucular tarafından konulmasından sonra, geri kalan kısım için halka başvurulması yöntemi.
Tekeffül: Kefil olma, kefalet verme; garanti etme.
Tellâl: Taraflardan herhangi birisine devamlı olarak bağlı olmaksızın, ücret karşılığında sözleşmelerin yapılması konusunda aracılık yapan kişi.
Temerrüt: Borçlunun borcunu ödemekte veya alacaklının alacağını almamakta direnmesi.
Temerrüt Faizi: Gecikme faizi; borçlunun borcunu yerine getirmekte gecikmesi durumunda ödemesi gereken faiz.
Teminat: Bir borcun zamanında ve uygun biçimde ödenmesini sağlayan işlem; belli bir hukuksal durumu sağlamak için verilen garanti; güvence.
Temsil Yetkisi: Bir kimseye başkası hesabına işlem yapması için verilen yetki.
Temyiz: İlk derece mahkemesinin yasaya aykırı karar vermesi, yetkili olmaması, yargılama yöntemine aykırı karar vermesi durumlarında, kararın bozulması için yüksek dereceli mahkemeye başvurma.
Terhis: İzin verme, bırakma.
Terkin: Resmi kütük ve defterlerde yazılı bulunan bir konunun silinmesi.
Tescil: Bir şeyin resmileşmesi için bir sicile, resmi bir deftere kayıt edilmesi.
Ticaret Sicili: Ticari işletme ile ilgili konuların, tacirin ve üçüncü kişilerin çıkarları yönünden açıklanmasına hizmet eden kuruluş.
Ticaret Unvanı: Tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerde kullandığı ad.
Ticari Dava: Ticaret Kanununda sayılan davalarla, her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalar.
Ticari Defter: Tacirler tarafından tutulan defter.
Ticari İşletme: Ticarethane, fabrika veya ticari biçimde işletilen diğer kurumlar.
Ticari Mümessil: Tacir tarafından işletmeyi yönetmesi ve temsil etmesi için kendisine açık veya zımni yetki verilen kişi.
Ticari Örf ve Adet: Uyuşmazlıkların çözümlenmesinde ve iradelerin yorumlanmasında esas alınan ve bir ticaret dalına ilişkin örf ve adetler.
Ticari Vekil: Ticari temsilci niteliğini taşımaksızın, bir ticarethane, fabrika veya ticari bir biçimde işletilen başka bir işletmenin sahibince işletmenin bütün işleri veya birtakım işleri için temsil ile görevlendirilen kişi.
Trampa: Bir hak veya malın başka bir hak veya mal ile değiştirilmelerini amaçlayan işlem.
Tüccar Yardımcısı: Tacirin işlerini yürütürken yararlandığı kimse, yardımcı.
Tüzel Kişi: Hukuk düzenleri tarafından hak ve borçlara sahip olacakları kabul edilen insan ve mal topluluklarına verilen ad.

U

Uyrukluk: Tabiiyet.

V

Vade: Ödeme günü, sözleşme, yasa, âdet veya dürüstlük kuralına göre belirlenen, borçlunun edimde bulunacağı zaman.
Vasi: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık nedeniyle, bu kişilerin yararlarını korumak üzere sulh hâkimi tarafından atanan yasal temsilci.
Vesika: Belge.

Y

Yaptırım: Herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uygun surette hareket etmeme, onun yap dediğini yapmama veya yapma dediğini yapma halinde karşılaşılacak olan tepki.
Yaratıcı Senet: Hakkın senetle birlikte doğduğu, daha önce mevcut olmadığı senet.
Yedi Emin: Uyuşmazlık konusu şeyin saklanması ve idaresi kendisine verilen kişi, güvenilir kişi.
Yedek Hükümler: Tarafların aksini kararlaştırmaları olanağı bulunan hukuk kuralları.
Yenileme: Önceki borcu yeni bir borç kurarak ortadan kaldırma.
Yeter Sayı: Nisap; bir toplantının yapılabilmesi veya karar alınabilmesi için gerekli sayı.
Yönetim Kurulu: İcra heyeti; ortaklık, dernek, vakıf veya benzeri topluluklarda bu hukuki varlığın yönetilebilmesi için gerekli faaliyetlerde bulunan organ.

Z

Zaman Aşımı: Bir hakkın kazanılması veya kaybedilmesi ya da bir borçtan kurtulma sonucunu doğuran ve yasada beliren sürenin, yasada belirlenen koşullarla geçmesi.
Zımni: Üstü kapalı; açık olmayarak dolayısıyla anlatılan.
Zincirleme (Müteselsil) Sorumluluk: Birden çok kimsenin bir zararın tazmininden müteselsil (zincirleme) olarak sorumlu olmaları; alacaklının, herhangi bir borçluya karşı talepte bulunarak borcun ödenmesini isteyebilmesi hali.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.