Biliş” (Cognition) terimi dünyamızı öğrenmeyi ve anlamayı içeren zihinsel faaliyetler anlamına gelir. Yaklaşık olarak biliş kelimesi “düşünme” ile eş anlamlıdır. Çocuklar yetişkinler gibi düşünemezler. Bir başka deyişle çocuklar yetişkinlerden daha ilkel bir düşünme örüntüsü gösteren küçük yetişkinler değildir. Kendilerine özgü bir dünya görüşleri vardır. Duruma bu yönden bakmak çocuğun dünyasını anlamamız bakımından çok önemlidir. (Morgan, s.60)
Bir olaya birden fazla yaklaşım ya da o olayı ele alış
yolları vardır. Aynı durum insan gelişimini.__
incelemede de geçerlidir. Gelişim konusunda ■
İsviçreli Psikolog ve filozof Jean Piaget’in kuramı
çağımızda da geçerliliğini korumakta ve yaygın e
olarak kulianılmaktadır. (Morgan, s.60) |
Bireyin, çevresindeki dünyayı anlama ve
öğrenmesini sağlayan, aktif zihinsel faaliyetlerdeki -g
gelişime bilişsel gelîşim denir. Bilişsel gelişim,
bebeklikten yetişkinliğe kadar, bireyin çevreyi, ‘
dünyayı anlama yollarının daha kompleks ve etkili
hale gelmesi sürecidir. (Senemoğlu, 2004) >
BilgiNotu
Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine
denir.
Bilişsel Gelişim, yaşla birlikte bu süreçlerde
meydana gelen değişimlerdir.
Piaget dışında, Heinz Wemer ve Jerome Bruner’in kuramları bilginin veya bilişsel gelişimin kazanılması sürecinde bazı temel kabulleri içerir. Bu kabuller şunlardır;
1. Bilai edinme süreci tepkide bulunabilen bir
çevre ortamında aktif öğrenmeyi içerir.
2. Gelişimi büyük ölçüde çevredeki
uyaranlarla ilişkili ilkel, refleks tepkiler, bu
tepkilerin gelişerek temsil edilişi ve
soyutlanması takip eder.
Gelişim bir sonraki aşamayı destekleyen ve takip eden hiyerarşik aşamalarla gerçekleşirken, aynı zamanda bir önceki aşamalarla da bağlantılı bir süreçtir. Davranışın biyolojik temelleri vardır ve bu durum uygun çevre uyarısına maruz kaimadıkça ortaya çıkmaz.
Bilgi Notu /
Bilişsel gelişim alanında Piaget, Bruner, Gagne ve Vygotski’nin çalışmaları bulunmaktadır.
PİAGET’NİN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI
Piaget, bilişsel gelişimde, olgunlaşma ile öğrenmenin etkileşiminin önemini vurgular. Çocuklar, geçirdikleri yaşantının biyolojik olgunlaşma düzeyleri ile girdiği karmaşık bir etkileşim sonucunda, çevrelerinde olup bitenlere anlamlar yüklerler. Başka bir anlatımla bir çocuğun olayları ya da durumları açıklama biçimi, izinde bulunduğu bilişsel gelişim dönemine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. (Erden, Akman, 2005)
Piaget’ye göre bilişsel gelişimin temel kavramları
• Şema oluşturma
• Özümseme
• Uyum sağlama
• Organize etme
• Uzlaşma / Dengeleme
1. Şema
Doğumdan itibaren çocukların dünyayı anlamak ve keşfetmek için yaptığı deneyler (girişimler) sonucunda, fiziksel ve sosyal dünyanın nasıl işlediğine dair oluşturdukları kuramlara şema adı verilir.
2. Özümseme
Çocuğun, yeni bir nesneyle/olayla karşılaştığında bu
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ
yeni nesneyi/olayı daha önce edindiği şemayı/şemaları kullanarak yani yeni nesneyi/olayı daha önce edindiği şemalar içinde şekillendirerek açıklamaya çalışmasıdır.
3. Uyum Sağlama / Düzenleme / Uyumsama
Karşılaşılan yeni durum daha önceki şemaların kullanılmasıyla açıklanamadığında çocuğun, daha önce edindiği şemayı değiştirerek yeni bir şema oluşturmasına uyum sağlama adı verilir.
4. Organize Etme / Örgütleme
İlk kez karşılaşılan her durum bireyin içinde var olan bilişsel dengeyi bozar ancak özümseme —► uyum sağlama süreciyle bu denge yeniden kurulur. Uyum sağlama sürecinden sonra yeni edinilen her şema daha önceki şemalar (davranışlar) arasına alınarak tüm yapının yeniden düzenlenmesine organize etme adı verilir.
5. Uzlaşma
Şema^özümseme—>uyum—»organize etme süreci ile birey sürekli olarak bilişsel dengesini korur veya bozulan dengeyi yeniden düzenler. Buna bağlı olarak da sosyal ve fiziksel çevreyle yani yaşamla denge/uyum içinde kalmaya çalışır. Buna uzlaşma adı verilir.
Jean Piaget’ye göre zihinsel ya da bilişsel süreçler çocuğun dünyayı anlamasını sağlar. Ona göre zihinsel gelişim birbiriyle ilişkili dört faktörden etkilenir:
1. Olgunlaşma
2. Tecrübe/Deneyim
3. Sosyal etkileşim kültürel aktarım
4. Dengeleme
1. Deneyim / Yaşantı
Çocukların sosyal ve fiziksel çevreyle (yaşamla) gerçekleştirdikleri her türlü etkileşim ve yaşantılardır (yakalama, hareket etme, somut objeler hakkında düşünme ve onlarla ilgili süreçler doğrultusunda düşünme vb.)
2. Sosyal Etkileşim
İçinde yaşanılan toplumun ve kültürün (arkadaş, aile vb.) herhangi bir durum hakkındaki bilgisinin
paylaşımıyla yeni şemaların kazanılmasıdır. (Örneğin kelebeğe “kelebek” demek.)
3. Olgunlaşma
Bazı bilişsel süreçlerin fiziksel yeterliliklerin artmasına bağlı olarak gelişmesidir. Dil öğrenme gibi. Örneğin, yeterli fiziksel olgunlaşma meydana gelmeden dil gelişimi gerçekleştirilemez. Fiziksel olarak olgunlaşma, özellikle merkezi sinir sisteminin olgunlaşmasıyla ilişkilidir.
4. Dengeleme
Olgunlaşma, tecrübe ve sosyalleşme süreçlerini bir araya getirerek zihinsel yapıyı inşa etmektir. Yukarıdaki üç sürece eşlik eden bir süreç olarak, insan düşüncesinde doğuştan varolan, çevre ilişkilerinde ve kendi içinde gittikçe daha dengeli, ayrıntılı ve tutarlı olma eğilimidir.
PİAGETYE GÖRE BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ
A) DUYUSAL HAREKET DÖNEMİ (0-2 YAŞ)
Bu dönemdeki Sensory-Motor bilişsel faaliyetler, duyumlar vasıtasıyla gerçekleşen anlık yaşantılara dayanır. Refleksler bu dönemin temel karakteristiğini teşkil eder. Hareketler, yoklama ve beş duyu asıl bilgi kaynaklarıdır. Çevredekileri görüp hissetmekle beraber, onları kategori halinde toplayamaz. Tepkiler, içinde bulunulan şartlara göre belirlenir. Her yaşantı çocuk için yepyenidir. Bu dönemde şemalar oluşmaya başlar. İlk şema emmeyle, sonra yakalama ile yeni bir şema oluşur. Şemalar her yeni objeye veya duruma uygulanır. Her şeyi emmeye veya yakalamaya çalışır.
Özellikleri
I- Nesne kalıcılığı / sürekliliği: Nesne kalıcılığı, algı
alanına girmeyen nesnelerin varlıklarını
sürdürdüklerinin farkında olmayı ifade eder. Bir
nesne algılanmadığı sürece yoktur. Bebekler
yaklaşık bir yaşa kadar gözünün önünde kaldırılan
bir nesneyi arama çabasına girmezler.
II- Döngüsel Tepkiler: Çocuğun belirli türdeki
hareketleri tekrarlaması döngüsel tepkiler olarak
tanımlanır.
a) Birinci Döngüsel Tepkiler (0-4 ay): Çocuğun parmak emmesi.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
b) Ikinci Döngüsel Tepkiler (4-10 ay): Bedenin
dışındaki nesnelerle hareketleri tekrarlaması.
Örneğin yatağında ayağını sallarken karyolasının
ses çıkarmaya başladığını fark eden bir bebeğin,
aynı sesi çıkarmak için ayağını yeniden sallaması.
c) Üçüncü Döngüsel Tepkiler (12-18 ay): Vücut
dışında araçlarla davranışlarını tekrarlaması.
Örneğin, bir çubukla istediği oyuncakları almayı
denemesi.
III- Model alma ve taklit etme kökenli
davranışların ortaya çıkması: Başlangıçta sadece
görebildiği hareketleri taklit eder. Çocuğun görmüş
olduğu bir olayı olay ortadan kalktıktan sonra
tekrarlamasına ertelenmiş taklit adı verilir.
Ertelenmiş taklit olayların akılda tutulduğunun bir
göstergesidir.
IV- İnsanlarla sosyal etkileşimlere girme
V- Sembolik düşünceye hazırlık (Henüz sembolik
düşünce yok)
VI- Tutarak, hareket ettlrerek gözleyerek ~
öğrenme |
UJ
VII- Yaşantıya dayalı öğrenme daha etkili .~
LU
VIII- Hedefe yönelik davranışların oluşması. s
m
B) İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM /2-7 YAŞ
UJ
İşlem öncesi dönem kendi içinde sembolik dönem s (2-4 yaş) ve sezgisel dönem (5-7 yaş) olmak üzere iki alt bölümde incelenir.
a) Sembolik İşlemler Dönemi / 2-4 yaş
Çocuk bu dönemde sözcük kullanmaya ve ilkel bir düzeyde ilk olarak bir sembol ile bu sembolün temsil ettiği nesne arasındaki ilişkiyi anlamaya başlar. Böylece çocuk “dil” ile yeni bir dünyayı keşfetmeye başlar. Bu zenginliklerden yararlanarak oyun yaşamı da zenginleşir. Bir ağacı at gibi kullanmaya, ana baba rollerine girerek taklit oyunları oynamaya başlar. Bazılarının da hayali arkadaşları vardır.
Özellikleri
» Sembolik düşünce gelişimi (nesne ya da hareketlerin bir diğerini temsil etmesi)
» Dilin ve dramatik oyunların kullanılmaya başlanması (sopayı at gibi kullanması)
» Kelime hazinesinde hızlı bir artış
»Ben-merkezci düşünce (herhangi bir konuda başkalarının bakış açısından olaylara bakamama, kendisini başkalarının yerinme koyamaması. Mesela telefon konuşmasında bir çocuğun karşısındaki kişiye “baak, annem bana yeni elbise aldı” demesi. (Dünyanın merkezinde kendisi varmış gibi algılama.)
»Animizm; Canlı ve cansız nesneler arasında ayrım yapamama; sihirli-majik- düşünce. (taşlar yaşıyor, lokomotifler canlıdır, ağaçlar düşünebilir, cam elimi acıttı, ağaç yapraklarını aşağıya ittiği için yapraklar düşüyor, vb.)
Animizm: Canlı ve cansız nesneler arasında ayrım yapamama.
» Kolektif Monolog: Karşısındakini dinlemeden, onun kendisini dinlediğini varsayarak konuşma.
»Paralel Oyun: Diğer çocuklarla yan yana oynamasına rağmen, diğerlerinin oyunlarına dikkat etmeme.
»Klşilerin sürekliliği: Nitelik olarak nesne sürekliliğine benzer. “Görünümü, kılık-kıyafeti değiştiğinde kişinin değişmediği” şeklinde açıklanabilir. Söz gelimi babasının şapkasını taktığında çocuğun ağabeyi “baba” olmaz. Bu dönem çocuğu bunu algılayabilir.
b) Sezgisel İşlemler Dönemi / 4-7 yaş
İşlem öncesi dönemin ikinci safhası sezgisel dönem (5-7 yaş) olarak isimlendirilir. Bu aşamada çocuk giderek daha karmaşık durumları deneyerek düşünmeye başlar. Bu noktada çocuk somut işlemlere doğru bir geçiş aşamasındadır. Somut olarak belirli ortamlarda düşünme kapasitesi geliştirme durumunda olmasına rağmen zihin işlemleri henüz çok sınırlıdır. Bu seviyedeki çocuklar halâ düşünce, akıl yürütme noktasında tek bir boyutu değerlendirebilmektedirler. Belirli bir işleme yönelebilir ve bu noktada zihinsel becerisini uyum
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ.
yönünde kullanabilir. Oysa bir önceki aşamada çocuklar aynı durumda benmerkezli oyun şemalarını özümleyerek işlemle ilgilidirler. Nesneleri sınıflandırma durumunda çoklu sınıflandırmayı gerçekleştiremezler ve tersine dönüştürme kavramının gerektirdiği işlemleri de başaramazlar.
Özellikleri
» Akıl yürütmelerin başlaması.
»Nesneleri belirli birden fazla özelliğe göre sınıflamave sıralamaöa zorluk/güçlük yaşama.
»Sayı uygunluğunu başaramama Örnek:
Hangisi çok?
a.DDDDD
b. a d a d a
C) SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ /7-12 YAŞ
Bu dönemde problemin somutlaştırılması önemlidir. Başlangıçta düşünce düzeyinde, doğru yanıtı almak güç olabilir; ancak çizerek sunulduğu takdirde daha başarılı olacaktır. Mantıksal düşünce gelişmiştir. Öğrenme durumunda malzemenin somuta indirgenerek sunulması, çeşitli kavramların kazanılmasında esas alınmalıdır. Çocuk yaşamakta olduğu dönemin özelliği gereği yaparak, yaşayarak, duyu organlarından gelen duyumlarla öğrenme durumundadır. Bu nedenle kavramlardaki gizli anlamları yakalaması güçtür. Ancak somut işlemsel dönemin sonuna doğru mecazî anlamlar; okudukları metnin ana fikrini çıkarma gibi yetenekleri gelişmeye başlar. Bu dönemde çocukların özgürlük, eşitlik, adalet gibi soyut kavramları anlamlaştırması da güçtür.
Özellikleri
»Empati: Olayları başkalarının gözünden görmeyi başarma
»Mantıksal Düşünme: Mantıksal
düşünebilmekle beraber bunları olay ya da nesneler üzerinde uygulayabilme.
»İleriye ve geriye doğru düşünebilme: Zihinsel bir işlem dizisini (mesela bir deneyi) ileriye ve tersine doğru sıralayabilme.
»Merkeziyetsizlik: Karar verirken çok merkez/boyut/özellik kullanabilme.
» Korunum: Şekilsel değişme, kütlenin değiştiğini göstermez.
o Madde Korunumu: Bir bütünün parçalara ayrılması miktarı değiştirmez.
o Uzunluk korunumu: Bir tel kıvrılıp katlandığında miktarı değişmez.
o Nitelik değişmezliği: Bir kaptan diğerine boşaltılan bir sıvının miktarı değişmez.
o Sayı Korunumu: Nesnelerin
yakınlaştırılması veya uzaklaştırılması miktarları üzerinde değişiklik yapmaz.
o Alan Korunumu: Bir kâğıt parçasının kapladığı alan, o kâğıdı kesip başka şekiller oluşturduğumuzda değişiklik göstermez.
o Ağırlık Korunumu: Şekli değişen bir nesnenin ağırlığı değişmez.
o Hacim Korunumu: Bir parça oyun hamurunun şekli değiştirilse bile, bir sıvı içinde atıldığında taşırdığı miktar değişmez.
» Ayniyet: Bir şey eklenmediği veya çıkarılmadığı sürece miktar değişmez.
» Telafi: Bir boyutta meydana gelen bir değişiklik diğer bir boyutta değişiklik meydana getirir. Söz gelimi aynı miktardaki sıvının ince ve yüksek bir kaptan geniş bir kaba alınması durumu. Yükseklikte meydana gelen değişim genişlikte meydana gelen bir değişimle telafi edilir.
»Dönüşebilirlik; Görüntüsel değişiklik eski haline dönüşebilir; miktar değişmez.
>> Çoklu sınıflama; Nesneleri birden fazla özelliği dikkate almak suretiyle sınıflayabilme.
D) SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ /12 YAŞ VE ÜSTÜ
Özellikleri: » Analiz-sentez: Nesneleri birleştirip ayırabilme.
»Ergen egosantrizmi: Aşırı idealizm, hayali seyirciler.
» Soyut düşünebilme: A>B; B>C ise A<C
»Soyut kavrama: Özgürlük, adalet vb. soyut kavramları algılayabilme.
»Hipotezler oluşturabilme ve aralarından seçim yapabilme.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
PİAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ VE ÖZELLİKLERİ (ÖZET TABLO)
DÖNEMLER
YAKLAŞIK YAŞ
MOTOR BECERİLERİ
DUYUSAL MOTOR
0-2 YAŞ
Bebek kendisini diğer nesnelerden ayırt eder; uyaran arayışındadır; nesne sürekliliği kazanmıştır. İlkei şekilde sebep sonuç, zaman ve mekan anlayışı geliştirmiştir. Hayaii oyun ve sembolik düşünce başlangıcı vardır
İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM
2-7 YAŞ
Sembolik fonksiyonların gelişimi; dilin sembolik olarak kullanımı; sezgisel problem çözme; tersine dönüştüremeden odaklaşmış ve egosantrik düşünce; sayı korunumunun kazanılmasına başlangıç ve kategori halinde düşünme yeteneğiyle ilişkileri görebilme.
SOMUT İŞLEMSEL DÖNEM
6/7-11/12
Kütle, uzunluk, ağırlık, hacim korunumu; tersine dönebilirlik; merkeziyetçilikten uzaklaşma; başkalarının rolünü alabilme; somut işlemler çerçevesinde mantıki düşünce; sınıflandırma (nesneleri hiyerarşik sınıflar halinde organize etme), nesneleri seri halinde küçükten büyüğe vb. sıralama.
SOYUT İŞLEMSEL DÖNEM
11/12VE ÜSTÜ
Esneklik, soyutlama, akıldan hipotezler test etme, karmaşık muhakemede olasılıkları ve muhtemel durumları dikkate alma ve problem çözme.
DİL GELİŞİMİ
Genel bir kabul olarak dil gelişimi bilişsel gelişime paralel olarak ortaya çıkar. Bu görüş Piaget merkezli bir görüştür. Fiziksel (psiko-motor), bilişse! gelişim ve dil gelişimi arasında bir paralellik vardır. Diğer bir deyişle dil gelişimi bilişsel gelişim ve psikomotor gelişimle ilişkilendirilerek açıklanabilir.
Dil, duygu ve düşüncelerin ses ve anlam olarak ortak olan öğeler ve kuralları kullanarak başkalarına aktarılmasını sağlayan gelişmiş simgeler/semboller bütünüdür. Dil, öğrenme, hatırlama ve tanımanın en önemli yoludur.
Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler
1. Duyusal ve fiziksel engel: Dil gelişiminde duyu
ve sinir sisteminin sağlamlık ve bütünlüğü önemlidir.
Ağır işitme kaybı, görme özrü, koklama, tat alma ve
dokunma duyularındaki bozukluklar çocuğun hem dil
hem de zihinsel gelişimini olumsuz yönde
etkilemektedir.
2. Zihinsel engel: Zihinsel gelişimin yetersizliği
çocuğun dikkatini yoğunlaştıramamasına,
kavramaya ait becerileri kazanmada güçlük
çekmesine neden olur. Çocuk, zihinsel geriliğin
düzeyine bağlı olarak konuşmayı ya hiç öğrenemez
ya da yaşıtlarından yavaş öğrenir.
o
3. Olgunlaşma: Sinir, kas sağlığı ve aralarındaki
uyum normal olabilir. Fakat, motor gelişim yönünden
belirll olgunluğa erişmedikçe çocuk konuşamaz.
Çene ve dil kaslarına hâkim olup, onları kullanacak
düzeye erişmeden sesleri çıkaramaz.
4. Duygusal durum: İlk çocukluk devresinde
çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun
konuşma gelişimini etkiler, geciktirebilir. Bu etki
konuşmanın kazanıldığı devrede olursa konuşma
gelişimini yavaşlatabilir. Ağır, korkunç kazalar ve
duygusal şok geçirenlerde konuşmanın kaybedildiği
görülmektedir.
5. Güdüleme, Uyarım ve Teşvik: Konuşma
öğrenilmesi oldukça uzun zaman alan ve oldukça
karmaşık bir öğrenme sürecidir. Bu sürecin normal
hız ve düzeyde olması isteniyorsa çocukta konuşma
için ihtiyaç duyurmalı, konuşma çabası izlenmeli ve
başarılar daima fark edilerek ödüllendirilmelidir.
6. Sağlık: Bebeğin sık sık hastalanması veya
şiddetli ve uzun süren hastalıklar konuşma gelişimini
geciktirebilir.
7. Diğer çevresel etmenler: Ailenin sosyo-
ekonomik ve sosyo-demografik özellikleri, evde
kullanılan dilin niteliği, kitle iletişim araçları ve
çocuğun bunlardan etkilenme düzeyi, iletişim
kurulan akran çevresinin olup olmaması, varsa
nitelikleri vb.
[wp_ad_camp_2]
İlk yorum yapan olun