
Kpss Tarih Atatürk İnkilapları Konu Anlatımı , Özet Notları
- İnkılap; toplum düzeni ve yapısını daha iyi hale getirmek için siyasi, askeri, sosyal ve kültürel alanlarda köklü ve radikal değişikliklerin yapılmasıdır.
- İhtilal; bir devletin siyasi yapısını, sosyal ve ekonomik düzenini değiştirmek için kanunlara uymaksızın kuvvet kullanarak değiştirmektir.
- Islahat; mevcut düzeni koruyarak aksayan kısımların düzeltilmeye çalışılmasıdır. Köklü ve radikal değildir.
- Türk inkılabı; milli egemenliği ve milli bağımsızlığı her şeyin üstünde tutmuştur. Çağın gereklerine göre yapılmıştır. Toplum ihtiyaçlarından doğmuştur. Demokrasi anlayışı içerisinde şiddete başvurmadan gerçekleştirilmiştir. Akla ve bilme dayandığı için laiktir, dogmatik değildir. Köklü değişiklikler içerir. Tüm inkılaplar birbirini tamamlar niteliktedir. Batı örnek alınmıştır. Evrensel nitelik taşıyarak tutsak toplumlara örnek olmuştur.
- Türk inkılabını zorunlu kılan nedenler arasında; Osmanlı kurumlarındaki bozulma, Osmanlı ıslahatlarının sonuçsuz kalması, Osmanlı’nın dağılışa girmesi, toplumu çağdaş medeniyet düzeyine çıkarma isteği ve dış güçlerin Osmanlı üzerindeki olumsuz etkileri yer alır.
- Türk inkılabının amaçları, TC’nin varlığını ve tam bağımsızlığını sonsuza kadar sürdürmek, toplumun refah düzeyini yükselterek çağdaşlaşmasını sağlamak, milli egemenlik ve demokrasiyi yerleştirmek, Batı ile bütünleşmek, ulusal bütünlüğü sağlamak
- Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar:
Saltanatın kaldırılması(1 Kasım 1922):
- İtilafların Lozan’a TBMM hükümeti ile İstanbul hükümetini birlikte çağırarak ikilik yaratmak istemesi saltanatın kaldırılmasına ortam hazırlamıştır.
- Meclisteki sert tartışmalara rağmen 1 Kasım 1922’de çıkarılan kanunla saltanat kaldırılmıştır. Halifeliğin Osmanlı hanedanından bir kişi ile devam etmesine meclis tarafından karar verilmiştir.
- Saltanatın kaldırılma nedenleri; Lozan’da güçlü hareket etme isteği, padişah ve Osmanlı hükümetinin milli mücadele aleyhine faaliyetler yürütmesi, saltanatın ulusal egemenliğe ters düşmesi, ülkede iki hükümetin bulunmasının milli çıkarlara ters düşmesi.
- TBMM’nin saltanatı kaldırıp, veraset usulüne son vererek Osmanlı hanedanından Abdülmecit Efendi’yi halife atamasının nedeni, İngiltere’nin kendisine sığınan Vahdettin’in(6. Mehmet) halifelik makamından faydalanmasını önlemektir.
- Saltanatın kaldırılmasıyla; yönetimdeki iki başlılık sona ermiştir. Lozan’da Türk tarafının TBMM tarafından temsili sağlanmıştır. Vahdettin ülkeyi terk etmiştir. Osmanlı Devlet’i resmen sona ermiştir. Laiklik yolundaki ilk adım atılmıştır. Hilafet makamı TBMM’nin kontrolüne geçmiştir.
- Saltanatın kaldırılması 1. TBMM dönemine ait gelişmedir.
- 1. TBMM’nin gerçekleştirdiği tek inkılap saltanatın kaldırılmasıdır.
Cumhuriyetin İlanı(29 Ekim 1923):
- Cumhuriyetin TBMM’nin açıldığı anda ilan edilmemesinin nedenleri; önceliğin milli bağımsızlıkta olması nedeniyle milli güçlerin parçalanmasına engel olmak ve yersiz rejim tartışmalarına girmemektir.
- Cumhuriyetin ilan edilme nedenleri; devlet başkanlığı sorununu çözme isteği, rejimi belirleyerek tartışmalara son verme isteği, ulusal egemenliği güçlendirme isteği, meclis hükümeti sisteminden kaynaklanan hükümet bunalımını atlatma isteği,
- Cumhuriyetin ilanıyla kabine sistemine geçilmiştir. Bu sistemde hükümet kurma daha kolaydır. Bakanlar başbakan tarafından seçilir ve cumhurbaşkanınca onaylanır.
- Cumhuriyetin ilanıyla; devletin rejimi belirlenmiştir. Ulusal egemenlik yolunda önemli bir adım atılmıştır. Cumhurbaşkanının belirlenmesi ile devlet başkanlığı sorunu çözülmüştür. Kabine sistemine geçilmesiyle yürütme işleri hızlanmıştır. Kurulan hükümetler TBMM hükümeti yerine cumhuriyet hükümeti adını almıştır.
- İlk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, ilk başbakan İsmet İnönü, ilke TBMM başkanı Fethi Okyar olmuştur.
- 13 Ekim 1923’te başkent Ankara seçilmiştir.
Halifeliğin Kaldırılması(3 Mart 1924):
- 1. Dünya Savaşı’nda cihat çağrısının sonuçsuz kalması halifeliğin önemini kaybettiğini göstermiştir.
- Saltanatın kaldırılmasından sonra halife seçilen Abdülmecit Efendi, törenler düzenlemeye, önemli kişileri kabul edip politik demeçler vermeye başlamış, bu durum halifelik ile cumhuriyet rejiminin bir arada olmayacağını göstermiştir.
- Halifeliğin kaldırılma nedenleri; ülkede devlet başkanı ve dini başkan şeklinde iki başlılığın ortaya çıkması, halifenin siyasi lider gibi hareket etmesi, halifelik üzerinden dış güçlerin ülke yönetimine müdahale etmesi, halifeliğin rejim ve ulusal egemenliğe ters düşmesi, laik bir devlet yapısının oluşturulmak istenmesi, inkılapların önünün açılmak istenmesi, bazı vekillerin “TBMM halifenin halife de TBMM’nindir!” şeklindeki anlayışları, Hindistanlı liderlerin halifenin durumu ile ilgili olarak İsmet İnönü’ye gönderdiği mektubun gazetelerde yayımlanması.
- Halifeliğin kaldırılması ile; cumhuriyet rejimi güçlenmiştir. Laikleşme yolundaki en önemli adım atılmış inkılapların önü açılmıştır. Ümmet toplumu anlayışı yerini ulus toplumu anlayışına bırakmıştır. Dış güçlerin halife üzerinden düşündükleri planları suya düşmüştür.
- 3 Mart 1924’teki diğer gelişmeler:
- Osmanlı hanedanının yurt dışına çıkarılması ile ilgili kanunun kabul edildi. Bundaki amaç hanedan üyelerinin etrafında eski rejim taraftarlarının toplanmasını önlemektir. Yarıca Osmanlı hanedanının gelecekte saltanat ve halifelik iddiasında bulunması engellenmiştir.
- Şeriye ve Evkav Vekaleti kaldırıldı. Şeriye vekaletinin yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Şeriye mahkemeleri de kapatıldı. Evkaf vekaleti yerine Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. Eğitim-öğretim kurumlarının birleştirilerek devlet denetimi altına alınmasıyla eğitimin laikleşmesi amaçlanmıştır.
- Erkan-ı Harbiye Vekaleti kaldırıldı. Orduyu siyasetten ayırmak için kaldırılarak yerine Genelkurmay Başkanlığı kuruldu.
Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar:
- Osmanlı hukuk sistemi temelini İslam dininden alan hukuk ve Türk töresinden alan örfi hukuktan oluşmaktaydı. Bunların dışında icma-i ümmet ve kıyas da diğer kaynaklardı. Yapılan ıslahatlarla hukuk sistemi kargaşaya dönüşmüş ve laiklikten uzak bir yapıya bürünmüştür.
- Hukuk alanında inkılabı gerektiren nedenler; Osmanlı’da hukuk birliğinin olmaması, ceza sisteminin yetersiz olması, mali hayatı düzenleyen kuralların yetersizliği, eski sistemin çağa uygun olmaması, hukuk sistemine laik bir yapının kazandırılmak istenmesi, ümmet toplumu yerine ulus toplumu anlayışını geçerli kılma isteği.
- 1924 Anayasasının hazırlanması(20 Nisan 1924).
Medeni Kanunun kabulü(17 Şubat 1926):
Osmanlı’da kullanılan medeni hukuk İslami kurallara göre düzenlenmiştir. 20. Yy’de Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlanan Mecelle’nin içeriğinde İslam kuralları geçerli olduğu için laik değildi.
Devlet yapısı laikleşirken hukuk kurallarının da akla ve bilme uygun olması gerekliliği öne çıkmıştır.
Medeni Kanun İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM’de kabul edilmiştir.
İsviçre Medeni Kanunu’nun örnek alınmasında; Avrupa’daki en yeni kanun olması, Avrupa’daki tüm medeni kanunlardan yararlanmış olması, yeni bir medeni kanunun hazırlanmasının zaman alacak olması, kadın erkek eşitliğine önem vermesi, laik ve demokratik olması, pratik çözümler önermesi, geliştirilebilir olması, yargıçlara geniş yetkiler tanımış olması etkili olmuştur.
Medeni Kanunun içeriği:
- Evlilik devlet denetimine alınarak resmi nikah zorunluluğu getirildi.
- Evlilikte tek eşlilik zorunlu oldu.
- Kadın ve erkek arasında toplumsal ve mali alanlarda eşitlik sağlandı.
- Kadınlara istediği mesleğe girebilme hakkı tanındı.
- Miras konusunda kız ve erkek çocuklarına eşitlik getirildi.
- Kadınlara da boşanma hakkı tanındı.
- Aile kurma konusunda erkeğin tüm ayrıcalıkları kaldırıldı.
- Anneye çocuğun velayetini alma hakkı tanındı.
- Hukuk birliği sağlandı.
- Patrikhanenin dünyevi yetkileri alındı. Dini yetkilerine ise müdahale edilmedi.
- Türk Medeni Kanunu ile patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma yetkileri sona ermiştir. Böylece Avrupalıların azınlıkları bahane ederek Türkiye’nin iç işlerine müdahalesi engellenmiştir.
- 1 Mart 1926’da İtalyan ceza hukuku kabul edildi.
- 1926’da İsviçre’den borçlar kanunu alındı.
- 20 Nisan 1929’da Almanya’dan ceza muhakemeleri usulü kanunu kabul edildi.
- 1926’da Almanya’dan ticaret kanunu alındı.
- 1929’da İsviçre’den icra ve iflas kanunu alındı.
- 1926’da Hukuk mahkemeleri usul kanunu.
- 1929 Almanya’dan deniz ticaret kanunu.
- Fransa’dan idare hukuku.
- Kadınlara 1930’da belediye seçimlerine katılma, 1933’te muhtarlık ve aza seçimlerine katılma, 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı.
Laikleşmenin aşamaları;
- Saltanatın kaldırılması-1922
- Halifeliğin kaldırılması-1924
- Şeriye Vekaletinin kaldırılması-1924
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu-1924
- Medreselerin kapatılması-1924
- Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması-1925
- Şapka Kanunu-1925
- Medeni Kanun-1926
- Anayasadan “Devletin dini İslam’dır” ibaresinin çıkarılması ve yemin şeklinin değiştirilmesi-1928
- Anayasaya laiklik ilkesinin eklenmesi-1937
- Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar:
- Osmanlı’da 17. Yy’den itibaren pozitif bilimlerin okutulmaması, duraklama, gerileme ve dağılma dönemlerinde yapılan ıslahatlar ile eğitimde birliğin bozulması eğitim alanında inkılap yapılmasını zorunlu kılmıştır.
- Eğitim ve kültür alanında inkılap yapılmasının nedenleri; eğitimde birliği sağlama isteği, eğitimde fırsat eşitliğini sağlama isteği, Osmanlı eğitim sisteminin laik, çağdaş ve eşitlikçi olmaması, eğitimi yaygınlaştırarak milli şuuru uyandırma isteği.
- ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu(3 Mart 1924): Eğitim birliğini sağlamak, milli ve laik değerler taşıtan eğitim sistemi oluşturmak amacıyla çıkarılan bu kanun ile;
- Tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.
- Şeriye ve Evkaf Vekaletine ayrılan bütçe Milli Eğitim Bakanlığı’na aktarılmıştır.
- Din uzmanı ve dini hizmetleri görecek personel yetiştirmek için ilahiyat fakülteleri ve imam hatipler açılmıştır.
- Medreseler kapatılmıştır.
- Yabancı okulların müfredatına Türkçe dersler konulmuş ve bu okullar devlet denetimine alınmıştır.
- Eğitimde ikiliğe son verilmiştir.
- Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun(2 Mart 1926): Bu kanun ile; eğitim hizmetleri düzenlenmiş, ilk ve ortaöğretimin esasları belirlenmiştir. Okul açma izni devletin iznine bırakılmıştır. Çağdaş olmayan dersler müfredattan çıkarılmıştır. Öğretmen okullarının sayısı artırılmıştır.
- Eğitim alanındaki düzenlemeler ile eğitimin milli olması hedeflenmiştir. Ayrıca fırsat eşitliği ile halkçılık önemsenmiştir.
- Yeni Türk harflerinin kabulü(1 Kasım 1928): Harf konusunda 1878 yılından itibaren bazı çalışmalar olmuştur. 1908 yılında ve 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde latin harflerinin kabulü teklif edilse de kabul görmemiştir. Fakat 1 Kasım 1928’de Türk harflerinin kabulü ve tatbiki hakkında kanun TBMM’de kabul edilmiştir.
- Harf inkılabının yapılmasında; Arap harfleri ile okuma yazmanın imtiyazlı bir hal alması ve ayrıcalık olmakta çıkarılmak istenmesi, Arap harflerinin Türkçenin ses düzenine uymaması, okuma yazmayı kolaylaştırma ve okuryazar oranını artırma isteği, eğitimi çağdaşlaştırma ve Batı ile bütünleşme isteği etkilidir.
- Millet Mekteplerinin Açılması(24 Kasım 1928): Yeni Türk harflerinin tüm yurtta yaygın bir şekilde öğretilmesini sağlamak amacıyla millet mektepleri açılmıştır.
- Millet Mektepleri Talimnamesi ile; 14-45 yaş arasındaki her Türk vatandaşının bu mekteplere devam etmesi zorunlu kılınmış, Mustafa Kemal Millet Mekteplerinin başöğretmeni seçilmiştir.
- Türk Tarih Kurumunu Kurulması(15 Nisan 1931):
- Osmanlı’da Türk tarihi ve tarih anlayışı İslam tarihi ve Osmanlı tarihi ile sınırlı kalmıştır. Türk tarihinin derinlemesine incelenmemiş olması Avrupalıların “Türkler sarı ırktır. Askerlikten başka bir şey anlamazlar, bir medeniyet sahibi değillerdir.” Anlayışını benimsemesine neden olmuştur. Bu gibi düşünceleri önlemek için daha sonra Türk Tarih Kurumu adını alacak olan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.
- Türk Tarih Kurumunun kurulma nedenleri; bütün Türk topluluklarının tarihini aydınlatmak, Türklerden önce Anadolu’daki toplulukları araştırmak, hanedancı ve ümmetçi tarih anlayışı yerine milli tarih anlayışını geçerli kılmak, Türklerin sarı ırktan olmadıklarını göstermek, milli şuur oluşturmak, Türklerin dünya medeniyetlerine olan katkılarını ortaya koymak.
- Yapılan çalışmalar; 1931’te liseler için 4 ciltlik Türk Tarihi serisi hazırlandı. 1932’te Ankara’da 1. Tarih Kongresi toplandı ve kongrede Türk Tarih Tezi ortaya atıldı. 1937’de 2. Tarih Kongresi toplandı ve yabancı bilim adamlarının da kongreye katılımı sağlandı.
- Türk Dil Kurumunun Kurulması(12 Temmuz 1932):
- Aydın dili ile halk dili arasındaki açığı kapatmak, Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak, Türkçenin zenginliğini ortaya koymak, Türkçeyi bilim dili haline getirmek, Türkçeyi her ihtiyacı karşılayabilecek kelime ve kavramlara sahip kılmak amacıyla daha sonra Türk Dil Kurumu adını alacak olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti Mustafa Kemal sayesinde kurulmuştur.
- Yapılan çalışmalar; 1932’de 1. Dil Kurultayı, 1934’te 2. Dil Kurultayı toplandı. Türkçe sözlük hazırlandı. Eski Türk metinleri yayımlandı.
- Türk Tarih ve Dil kurumlarının kurulmasında milliyetçilik etkilidir.
- Sanayii Nefise Mektebi Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönüştürüldü(1927).
- Üniversite reformu ile Darülfünun kaldırılarak yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu(1933).
- Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi açıldı(1935).
- Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı(1933).
- Milli Musiki ve Temsil Akademisi açıldı.
- Mülkiye Mektebi Siyasal Bilimler Fakültesi’ne dönüştürüldü.
- Dolmabahçe Sarayı’nda Resim ve Heykel Müzesi açıldı(1937).
- Etnografya ve eski eserler müzesi açıldı.
- Topkapı Sarayı müze haline getirildi(1924).
- Eski Eserler Müzesi açıldı.
- Gazi Eğitim Fakültesi açıldı.
- Ankara Hukuk Mektebi açıldı(1925).
- Ankara Devlet Konservatuarı açıldı(1936).
- Mesleki Teknik Öğretim Teşkilatı kuruldu.
- İlköğretim zorunlu ve parasız hale getirildi.
- Karma eğitime geçildi.
- Türk Ocakları kapatıldı ve Halkevleri açıldı(1932). Halkevleri 1951’de kapatıldı.
- 1930’da halk okuma odaları açıldı.
- 1940 yılında İsmet İnönü döneminde köylerde ilkokul mezunu çocukların yetiştirilerek yeniden köylerde öğretmen olarak çalıştırılmalarını amaçlayan Köy Enstitüleri açılmıştır. 1954 yılında kapatılmıştır.
- Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar:
- Toplumsal alanda inkılap yapılmasının nedenleri; sosyal birlikteliği ve barışı sağlama isteği, kurumları modernleştirme isteği, uluslararası kabul gören uygulamaları benimseme isteği, ayrıcalıksız, sınıfsız ve kaynaşmış bir toplum oluşturma isteği, Batı ile daha sağlıklı bağlantılar kurma isteği.
- Kılık Kıyafet İnkılabı(25 Kasım 1925): Topluma çağdaş bir görünüm kazandırmak, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmak, toplumda birlikteliği sağlamak ve Batı ile bütünleşmek için kıyafet inkılabı gerçekleştirilmiştir.
- Mustafa Kemal inkılaba öncülük etmiş ve Kastamonu ve İnebolu gezilerinde şapka ile halkı selamlamıştır.
- Şapka Kanunu ile sadece erkeklerin şapka giymesi zorunlu hale getirilmiş, kadınlarla ilgili yasal bir düzenleme getirilmemiştir.
- 1934’te çıkarılan bir kanun ile din adamlarının mabetler ve ayinler dışında dini kıyafetlerle dolaşması yasaklanmış, bu düzenlemeden diyanet işleri başkanı, patrik ve hahambaşı muaf tutulmuştur.
- Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması(30 Kasım 1925): Tarikat üyelerinin toplandığı, dini ve sosyal faaliyetler yaptıkları yerlerin büyüklerine tekke, küçüklerine de zaviye denmiştir. Bu yerler ilk zamanlarda Osmanlı’da toplumsal bağların güçlenmesini sağlasa da sonradan işlevini kaybetmiş ve birtakım kişilerin çıkarları için kullandığı yerler haline gelmiştir.
- Bu yerlerin kapatılmasıyla; toplumun laikleşmesi ve çağdaşlaşması yolunda önemli bir adım atılmıştır. Şeyhlik, dedelik, dervişlik, seyitlik, çelebilir ve türbedarlık gibi ayrıcalık bildiren unvanlar yasaklanmıştır.
- Milli tarihe ve kültüre mal olmuş, dini, ilmi ve siyasi önderlerin mezarlarına dokunulmamış aksine devlet korumasına alınmıştır.
- Soyadı Kanunun Kabulü(21 Haziran 1934): 24 Kasım 1934’te kabul edilen bir kanun ile Mustafa Kemal’e TBMM tarafından Atatürk soyadı verilmiş ve bu soyadının başkası tarafından kullanımı yasaklanmıştır.
- 26 Aralık 1925’te miladi takvim kabul edilerek Batı ile uyumsuzluğa son verilmiştir.
- Miladi takvim 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
- 1 Ocak 1926’dan itibaren alaturka saat yerine uluslararası saat usulü kullanılmaya başlanmıştır.
- 20 Mayıs 1928’de milletlerarası rakamlar yürürlüğe konmuştur.
- 1 Nisan 1931’de arşın, okka, endaze, dirhem, çeki gibi bölgelere göre standartları değişen ölçü birimleri yerine Batı’ya uygun olarak litre, metre ve kilo usulü ölçüler kullanılmaya başlanmıştır.
- 1935’de hafta tatili Cuma yerine Pazar olarak kabul edilmiştir.
- Toplumsal alanlardaki düzenlemelerin temel amacı Batı ile olan ilişkileri düzen koymak, ticari ve mali konulardaki karışıklıkları önlemektir.
- Ekonomi Alanındaki İnkılaplar:
- Ekonomi alanında inkılap yapılmasının nedenleri; bağımsız bir ekonomi sağlama isteği, sanayinin kurulması ve temel ihtiyaçların devletin kendi öz kaynakları ile sağlanması isteği, milli ekonomi ilkesini hayata geçirme isteği, yabancıların elindeki işletmeleri ve kuruluşları millileştirme isteği, özel sektörü güçlendirme isteği.
- İzmir İktisat Kongresi(17 Şubat 1923):
- Kongrenin toplanmasında ulusal ekonominin amaçları ve bu amaçları gerçekleştirmede takip edilecek metotları kararlaştırma fikri etkili olmuştur.
- Kongrenin Lozan görüşmeleri sırasında toplanması ekonomiye verilen önemin kanıtıdır.
- Kongreye çiftçi, sanayici, tüccar ve işçi kesimleri katılmıştır. Bu durum kongrenin halkçı olduğunu gösterir.
- Kongrede alınan Misak-ı İktisadi(Ekonomi Andı) Kararları:
- Yabancıların kuruduğu tekellerden kaçınılmalı.
- Sanayi teşvik edilmeli.
- Milli bankalar kurulmalı.
- Devlet ekonomik görevleri olan bir organ haline gelmeli.
- Demiryolu yapımı hızlandırılmalı.
- Ham maddesi yurt içinde olan ürünlerle ilgili sanayi dalları kurulmalı.
- Küçük imalattan fabrikalaşmaya geçilmeli.
- Sendikal haklar tanınmalı.
- İş erbabına amele değil işçi denmeli.
- Özel girişimciye destek için bir devlet bankası kurulmalı.
- Dış rekabet için sanayi bir bütün olmalı.
- Teknik eğitim geliştirilmeli.
- Anonim şirketlerin kurulması kolaylaştırılmalı.
- Vergi sisteminde reform yapılmalı.
- Köylü işletmelerinde büyük üretime geçilmeli.
- Kongre büyük devletlerin yardımını almadan kendi öz kaynaklarını değerlendirmesini amaçlamıştır. Bu görüş doğrultusunda Milli Ekonomi İlkesi kabul edilmiştir.
- Tarım Alanındaki İnkılaplar:
- Ekonominin temeli olan tarımı geliştirmek için köycülük siyaseti belirlenmiştir. Buna göre; köylünün üzerinden ağır vergilerin kaldırılması ve köylünün maddi yönden güçlenmesi, toprağı olmayan köylüye toprak verilmesi, köylüye ait üretim imkanlarının genişletilmesi amaçlanmıştır.
- Aşar vergisi kaldırılmış yerine arazi vergisi getirilmiştir(17 Şubat 1925).
- Ziraat Bankası geliştirilmiş ve şube sayısı artırılmıştır. Bu banka üzerinden alınan tarım araçları köylüye dağıtılmıştır.
- 1925’de Atatürk Orman Çiftliği açıldı. Amaç örnek çiftlik kurarak tarımı geliştirmek, çiftçiye örnek bitki yetiştirmek, uygulamalı eğitim ile Ankara yüksek ziraat okuluna girecek lise mezunu öğrencilere staj imkanı sağlamak, eğlence ve dinlenme alanı yaratmaktır. Çiftlik 1937’de Atatürk tarafından hazineye bağışlanmış, 1945’te de tüm ormanlar devletleştirilmiştir.
- 1928’de köylünün kredi, makine, tohum vb. ihtiyaçlarını daha ucuza karşılaması için Tarım Kredi Kooperatifleri kurulmuştur.
- 1929’da topraksız köylüye toprak dağıtılmasını öngören toprak reformu kanunu kabul edilmesine rağmen tam anlamıyla uygulanamamıştır.
- 1932’de köylünün ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Zirai Donatım Kurumu açılmıştır.
- 1933’te Tarım alanında uzman yetiştirmek amacıyla Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur.
- Köylüye yardım için tohum ıslah istasyonları ve çiftlikler kurulmuştur.
- Ticaret Alanındaki İnkılaplar:
- Lozan Antlaşması’nda kapitülasyonların kaldırılmasıyla yabancı ve azınlıkların elinde olan ticaret alanında büyük bir engel kalkmıştır.
- 1924’te özel sektöre kredi sağlama ve ticareti canlandırma amacıyla İş Bankası kurulmuştur.
- 1925’te Ticaret ve Sanayi odaları kuruldu.
- 1925’te yerli kumaştan elbise giyilmesine dair kanun çıkarıldı.
- 1926’da Kabotaj Kanunu kabul edilerek Türk denizlerinde yolcu ve yük taşıma hakkı sadece Türk gemicilerine verilmiştir. Bu kanundan sonra Türk denizciliği ilerlemiş ve deniz ticaret filoları geliştirilmiştir.
- 1929’da yerli tüccarı koruma amaçlı Gümrük Tarife Kanunu değiştirilmiştir.
- 1930’da Türk parasını koruma ve düzenleme, ülkenin kalkınmasını sağlama, para basmak ve para politikasını belirlemek, döviz kurlarını belirlemek amacıyla Merkez Bankası açılmıştır.
- Yabancıların elindeki işletmeler satın alınarak Milli Ekonomi İlkesi’nin sürekliliği sağlanmıştır.
- Sanayi Alanındaki İnkılaplar:
- Teşvik-i Sanayi Kanunu(Sanayiyi Özendirme Kanunu)(1927): Bu kanun ile devlet, sanayi ile uğraşanlara ucuz arazi ve bina edinme, nakliye indirimleri ve kazanç vergisinden muafiyet olanakları sağlamıştır. Çeşitli sanayi kuruluşlarına devlet arazisi tahsis edilmiştir. Sanayi ile uğraşanlara taşımada indirim sağlanmış. Devlet daireleri için yerli ürün kullanma zorunluluğu getirilmiştir.
- Sanayi alanındaki inkılaplar sermaye, teknoloji ve bilgi yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar ve 1929 dünya ekonomik bunalımı nedeniyle tam olarak değerlendirilememiştir.
- Teşvik-i Sanayi kanunundan beklenen fayda sağlanamayınca devletçilik uygulamasına geçilmiştir.
- Devlet sanayileşmeyi kendi üzerine alarak 1933’te 1. beş yıllık kalkınma planını hazırlamıştır.
- 1934’te uygulamaya konulan 1. beş yıllık kalkınma planı ile;
- Malatya, Bursa ve Kayseri’de merinos yün fabrikası,
- Beykoz’da deri fabrikası,
- Paşabahçe cam fabrikası,
- Gemlik’te suni ipek fabrikası,
- Nazilli’de basma fabrikası,
- İzmit’te kağıt fabrikası,
- Karabük’te ilk demir çelik işletmesi(1939) açılmıştır.
- 1925’te sanayicilere kredi sağlamak amacıyla açılan Sanayi ve Maadin Bankası yerine 1933’te Sümerbank kurulmuştur. Sümerbank ile yerli sanayiye kredi sağlandı, halka ucuz giyim kaynağı sağlandı, savunma sanayisinin giyim, eğitim, çadır, paraşüt, battaniye vb. ihtiyaçları karşılandı.
- 1935’de maden kaynaklarının araştırılması için MTA kurulmuş, belirlenen kaynakların işletilmesi için Etibank kurulmuştur.
- 2. beş yıllık kalkınma planı hazırlansa da 2. Dünya Savaşı nedeniyle uygulamaya konulamamıştır.
- Bayındırlık ve İskan Alanındaki İnkılaplar:
- Yabancıların elindeki demir yolları satın alınarak devletleştirilmiş ve yeni demir yolları yapılmıştır.
- 1923-1938 yılları arasında dış desteksiz 3360 km demiryolu yapılmıştır.
- Osmanlı’dan kalan yollar yeniden yapılmış, 1948’e kadar 45 bin km’lik yol yapılmıştır.
- 1937’de deniz yolları ve ticaret filolarını geliştirmek için Denizbank kurulmuştur.
- Sağlık ve Tıp Alanındaki İnkılaplar:
- 1920’de Sağlık Bakanlığı kurulmuştur.
- 1924’te Ankara, İstanbul, Sivas, Erzurum, Trabzon ve Diyarbakır’da Numune hastaneleri kurulmuştur.
- 1930’da Hıfzıssıhha Enstitüsü kurulmuştur. Amaç hastalıkları ve bunlarla mücadelede izlenecek yolları belirlemek, aşılar ve serumlar hazırlamak.
- ü Sıtma, frengi ve verem gibi hastalıklarla mücadele edilmiştir.
- Sosyal Gelişmeler:
- Çocuk Esirgeme Kurumu açılmıştır(1921)(Himaye-i Eftal).
- 1923’te Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti adı ile kurulan kurul 1935’de Kızılay Cemiyeti adını aldı.
- Yeşilay kurulmuştur.
KAYNAK-2
- Saltanatın kaldırılması doğrudan laiklik ve cumhuriyetçilikle ilgilidir.
- Cumhuriyetçiliğin olduğu yerlerde doğal sonuç olarak milliyetçilik ve halkçılık da vardır.
- Saltanatın kaldırılmasıyla siyasi ve dini otorite ayrılmış, laikliğe ilk adım atılmıştır.
- Ankara’nın 13 Ekim 1923’te başkent seçilmesinde yeni Türk devletinin Osmanlı’nın devamı olmadığını gösterme düşüncesi de yer alır.
- Cumhuriyetin ilanından önce devlet başkanının olmaması, rejimin adının konulmaması ve hükümetin kurulmaması gibi sorunlar ortaya çıkmıştır.
- Cumhuriyetin ilanı ile TBMM hükümetleri sona erip Cumhuriyet hükümetleri dönemi başladı.
- Halifeliğin kaldırılması dış siyasette karşılıklı güvenin sağlanmasına yol açmıştır. Çünkü içinde Müslüman toplulukları barındıran İngiltere, Fransa ve İtalya halifelik kurumu nedeniyle yeni Türk devleti ile olan ilişkilerinde çekingen davranıyorlardı.
- Partiler dönemi 2. TBMM dönemindedir.
- Cumhuriyet Halk Fırkası’nın programında kanunların düzeltilmesi, demiryollarının çoğaltılması, aşara vergisinin kaldırılması, askerlik süresinin indirilmesi gibi çalışmalar yer almıştır.
- Terakkiperver: İlerici.
- Hukuk inkılabının en önemli özelliği laik esaslara dayanmasıdır.
- Türk kadınının 1926 Medeni Kanun ile alamadığı haklar; belediye, muhtarlık ve milletvekili seçme ve seçilme hakkı, edinilmiş mallara ortaklık hakkı(2001), kendi soyadını kullanma hakkı(2001).
- 1926 Medeni Kanun cumhuriyetçilik, laiklik ve halkçılıkla ilgilidir.
- 18 Nisan 1935’de Atatürk’ün himayesinde İstanbul’da dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katılımıyla milletlerarası ilk kadın kongresi toplandı.
- Atatürk dört defa cumhurbaşkanı seçilmiştir.
- Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun kabulü ve medreselerin kaldırılması(1924) laik eğitime geçişin ilk adımlarıdır.
- Tevhidi Tedrisat Kanunu milliyetçilik, laiklik, halkçılık ve inkılapçılıkla ilgilidir.
- Tevhidi Tedrisat Kanunu ile kapatılan tek eğitim kurumu medreselerdir.
- Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun(2 Mart 1926) çağdaşlaşma ile ilgilidir.
- Yeni Türk Harflerinin Kabulü(1 Kasım 1928), milliyetçilik ve halkçılıkla ilgilidir.
- 1926’da çıkarılan kanunla ticaret hayatında Türkçe kullanılması öngörülmüştür.
- 1927’de çıkarılan kanunla sokak adları Türkçeleştirilmiştir.
- 1928 harf inkılabı ile; teknoloji ve kültür alanında ilerleme kaydedildi, okuma yazma kolaylaştı ve okuryazar oranı yükseldi, Batı ile yakınlaşma sağlandı, Arap kültürünün etkisi yok edildi.
- Milet mekteplerinde ilkokul öğretmenleri, okuma yazma bilenler ve memurlar görev yapıyordu.
- Millet mektepleri 1930’dan sonra okuma yazma kursları, 1953’ten sonra halk dershaneleri olarak adlandırıldı.
- Mustafa Kemal ebedi şef, İsmet İnönü milli şef kabul edildi.
- Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması(30 Kasım 1925), laiklik, halkçılık ve çağdaşlıkla ilgilidir.
- Toplumsal alandaki ilk inkılap kılık kıyafet değişikliğidir(25 Kasım 1925). Halkçılık, laiklik ve çağdaşlaşma ile ilgilidir.
- Kılık kıyafet inkılabı sadece şapka ile ilgilidir.
- Soyadı Kanunu(21 Haziran 1933) daha çok halkçılıkla ilgilidir.
- İyd-i Milli: Demokrasi Bayramı. 2.Meşrutiyetten 1935’e kadar kutlanan resmi bayram.
- Beynelminel: Uluslararası saat uygulaması.
- 1935’de ulusal bayramlar(23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim) kanunu kabul edildi.
- Misak-ı İktisadi milliyetçilik ve devletçilikle ilgilidir.
- Birinci beş yıllık kalkınma planının hazırlanmasında İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlardan istenilen sonuçların alınamaması etkili olmuştur.
- Aşar vergisinin kaldırılmasına İzmir İktisat Kongresi’nde karar verildi(halkçılık).
- Devletin tarıma destek vermesi, aşar vergisini kaldırması, savaş sonrası erkek nüfusun tarım faaliyetlerine dönmesi gibi nedenlerden dolayı 1923-1929 arasında en çok tarım sektörü gelişmiştir.
- Devlet İstatistik Enstitüsü-1926.
- Emlak ve Eytan Bankası-1926.
- İlk nüfus sayımı-1927.
- Yol ve Köprüler Kanunu-1929.
- Menkul Kıymetler Borsası-1929.
- Türk parasının değerini koruma kanunu-1930.
- Toprak iskan kanunu1935.
- Milli korunma kanunu-1940. Bazı fabrikaların devletleştirilmesi amaçlanmıştır.
- Çiftçiyi topraklandırma kanunu-1945.
- Türkiye Sanayi Kalkınma Bankası-1950.
- Makine Kimya Endüstrisi-1950.
- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı-1952.
- Türkiye Çimento Azot-1953.
- Devlet Malzeme Ofisi-1954.
- Demir Çelik İşletmeleri-1955.
- Türkiye Kömür İşletmeleri-1957.
- Devlet Planlama Teşkilatı-1967.
- 1929 dünya ekonomik bunalımının nedenleri; sanayileşme sonucunda artan üretimin tüketilememesi, fazla üretimi dengeleyecek sistemin olmayışı, devletlerin büyüme sorunlarının olması. En çok madencilik sektörü etkilenmiştir.
- 1929 bunalımı sebebiyle yerli malı kullanımına özendirme amaçlı olarak Türkiye’de 4 Nisan 1929’da yerli malı haftası ilan edildi.
- 1929 bunalımının etkilerini azaltmak için Türkiye 1933’te dış ödemlerde kriling ve takas sistemini uyguladı. Kriling sistemi malını alanın malını alma ilkesine dayanır. Bu bağlamda Türkiye ile ticaret yapan ülkelerden ithalata öncelik verildi.
- 1950’de Kara Yolları Genel Müdürlüğü kuruldu.
- 1927’de Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Devlet Demir Yolları ve Limanları Genel Müdürlüğü kuruldu.
- 1925’te Türk Teyyare Cemiyeti kuruldu.
- İlk milli hava teşkilatı 1933’te hava yolları devlet işletme idaresi adıyla kuruldu ve 1938’de Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü adını aldı.
- İlk sivil havacılık 1933’te başladı.
- 1 Kasım 1924’te Ankara Musiki Muallim Mektebi açıldı.
KAYNAK-3
- Türk devrimi; bağımsızlık savaşı ile başlamıştır. Belli bir ideolojiye bağlı kalmamıştır. Ezilen halklara örnek olmuştur(evrensellik yönü). Dış kaynağı Aydınlanma Çağı ve Fransız İhtilali’dir.
- Türk devrimi siyasal, hukuksal, toplumsal, eğitim, kültür ve ekonomik alanlarda yapılmıştır.
- Hükümet bunalımı 1923 sonbaharında Fethi Okyar Hükümetinin istifa edip yerine yeni bir hükümetin kurulamaması üzerine çıkmıştır.
- Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması kanunun amacı dinin devletten soyutlanması ilkesi gereği, din işleri ile görevli bir kurumun siyasetin içinde bulunmasının önlenmek istenmesidir.
- Şeriye ve Evkaf Vekaleti büyük bir mali güce sahipti. Eğitimi yönlendiren vakıfların bağlı olduğu, kanunların şeriata uygunluğunu denetleyen halifeliğin temel kurumlarındandı.
- Erkanı Harbiye Vekaletinin kaldırılarak ordunun siyasetten ayrılmasının laiklikle bir ilgisi yoktur.
- 1924 Anayasası, 1921 Anayasası, Polonya ve Fransa anayasalarından yararlanılarak hazrılanmıştır.
- Halifeliğin kaldırılması doğrudan ulusçuluğun bir gereğidir. Çünkü halifelik ulusçuluğa terstir.
- Mecellede kişilik, aile ve miras konularına yer verilmemiştir.
- Şapka kanunu halkın şapka giymesi zorunluluğunu getirmemiştir. Başını örtecekse bu şapka olmalıdır demiştir.
- Tarikatların yasaklanmasında Şeyh Sait İsyanının etkisi vardır.
- Osmanlı’da dini günler için Hicri, mali işler için Rumi takvim kullanılmaktaydı
- Eğitime verilen önem sebebiyle Sakarya Savaşı’ndan önce 15 Temmuz 1921’de Ankara Maarif Kongresi toplanmıştır. Mustafa Kemal de cepheden gelip bu kongreye katılmıştır.
- Milli mücadele dönemince Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde öğretmenler örgütlenerek Türkiye Muallime ve Muallim Cemiyetleri Birliği’ni kurmuşlardır. Yine savaş sırasında Türk eserlerini korumak üzere Türk Asar-ı Atikası Müdürlüğü kurulmuştur.
- Medreselerin kapatılması halifeliğin kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun doğal sonucudur.
- Harf inkılabı ile kitap basımında önemli artış yaşanmıştır.
- Harf inkılabı doğu kültüründen batı kültürüne geçişin en önemli aşamasıdır.
- Halk Evleri her yurttaşın ilgi alanı düşünülerek dil ve edebiyattan müzeciliğe kadar pek çok alanda faaliyet göstermiştir.
- Üniversite reformunun yapılması ve yeni yüksek okulların açılmasında Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesi üzerine ülkelerinden kaçan ve Türkiye’ye sığınan insanların katkısı büyüktür.
- İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenen ekonomik model liberal ekonomidir. Fakat özel girişimin başaramadığı işler devlet eliyle yapılacaktır.
- İzmir İktisat Kongresi Lozan görüşmeleri kesildiği anda yapılmıştır. Bu modelin benimsenmesi Batı’yı olumlu anlamda etkilemiş, Lozan’ın ikinci görüşmelerinde Türk tarafının özellikle ekonomik alandaki istekleri dikkate alınmıştır. Çünkü Batı Türkiye’nin Sovyet Rusya’nın sosyalist ekonomi sistemine benzer bir sisteme geçmesi konusunda kuşku duymaktaydı.
- İzmir İktisat Kongresi’nde ekonomik ve mali sorunların hangi yöntemle çözümleneceği belirtilmemiş, herhangi bir planlama yapılmamıştır.
- Devletçiliğe geçişin nedenleri Teşvik-i Sanayi’den olumlu sonuç alınamaması ve dünya ekonomik bunalımıdır.
- 1929 dünya ekonomik bunalımı, evrensel alanda fabrikaların kapanmasına ve tarım ürünlerinin alıcı bulamamasına, ithalatın azalmasına, tüketimde karne sisteminin uygulanmasına, gümrüklerin yükseltilmesine ve paranın değerinin düşmesine neden olmuştur. Siyasal alanda 1. Dünya Savaşı sonunda kurulan demokrasilere olan güvenin azalmasına iş ve ekmek vadeden diktatörlüklerin(Almanya, İtalya) güçlenmesine neden olmuştur.
- Karayolları yapımı için mükellefiyet-i bedeniye ve yol vergisi adlı vergiler konuldu.
- Ülkede ulusal bir bankanın kurulması ilk kez İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınmıştır(Merkez Bankası).
- Merkez Bankası 3 Ekim 1931 de kurulmuş ve resmen 1 Ocak 1932’de çalışmaya başlamıştır.
- Atatürk döneminde kurulan bankalar:
- İş bankası(1924): Bakanlar kurulu kararı ile kurulmasına rağmen özel sektör bankasıdır.
- Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası(1925): Osmanlı’dan kalan sanayi yatırımlarını faal hale getirerek özel sektöre devretmek amacıyla kurulmuştur.
- Sümerbank(1933): Tamamı devlete ait olan en önemli sanayi yatırımıdır. Amacı ham maddesi ülkede olan sanayi dallarında yatırım yapmaktır.
- Denizbank(1937): Deniz işletmeciliği ve bankacılık işlemleri için kuruldu.
- Etibank(1935): Yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesi için kuruldu.
- Türkiye Emlak ve Kredisi Bankası(1936): Konut yapımına destek için kuruldu.
- Halk Bankası(1933): Esnaf ve sanatkarın kredi ihtiyacını karşılamak için kurulmuş ancak 1938’de faaliyete geçmiştir.
- Arşın: 68 cm’ye eşit uzunluk ölçüsü.
- Endaze: 65 cm’ye eşit uzunluk ölçüsü.
- Maarif: Öğretim ve eğitim yöntemi.
- Okka: 1283 gr’lık ağırlık ölçüsü.
- Patrik: Ortodoks ve Doğu kiliselerinin bakanlarına verilen ad.
- Şeriye ve Evkaf Vekaleti: TBMM hükümetinde şeyhülislamlık ve evkaf vekilliğinin birleşmesiyle oluşan bakanlık.
- Merkez Bankası, Türk parasının değerini korur, hükümet ve kamuoyunu ekonomi konusunda bilgilendirir, ulusal bankalara kredi desteği sağlar, milli ekonomi ilkelerinin devamlılığını sağlar.
- Aşar vergisinin her bölgeden farklı alınması ve gayrimüslimlerden alınması gibi özellikleri yoktur. Fakat ürün üzerinden alınan bir vergidir.
- Şeriye Vekaletinin kaldırılmasının din işlerinin devlet işlerinden ayrılması ve medreselerin kapatılmasına katkısı olmuştur.
- Celal Bayar, Fethi Okyar, İsmet İnönü Atatürk döneminde hükümet kurmuşlardır.
İlk yorum yapan olun