Kamu Borçları
Ders Notları – Konu Anlatımı pdf
Kamu borçları: devletin geri ödemek üzere belirli faiz karşılığında almış olduğu paralara denir. Borç aynı zamanda bütçe ve maliye politikası araçlarından biridir. Çeşitli temel makro hedefler için (iktisadi istikrarın sağlanması – enflasyonla mücadele, deflasyonla mücadele, staflasyon ve slamflasyonla mücadele-, iktisadi kalkınmanın gerçekleşmesi, adil gelir dağılımının sağlanması – düşük gelirlilerin refah düzeyinin artırılması, dış ticaret dengesi, istihdam artışı, işsizliğin azaltılması vs.) kullanılan bir politikadır.
Kamu borçlarının tasnifi
- Vadelerine göre tasnif
- Kısa vadeli borçlar: bir yıldan kısa süreli borçlardır. Bunlara dalgalı borçlar da denilir (Merkez Bankası avansları ve Hazine bonoları vs.). Para piyasasından alınan borçlardır (bono).
- Orta vadeli borçlar: süresi bir yıl ile beş yıl arasında olan borçlardır
- Uzun vadeli borçlar: süresi beş yıldan daha uzun olan borçlardır. Genelde sermaye piyasasından alınan borçlardır (tahvil). Günümüzde orta vadeli borç türü önemini yitirmiş olup, kısa ve uzun süreli ayırımı (bir yıldan kısa olanlara “kısa vadeli”, bir yıl ve/veya daha uzun süreli olan borçlara da “uzun vadeli” denilmektedir).
- Kaynaklarına göre tasnif: bu ayrımda borcun iç ya da dış borç olmasıyla ilgili iki kriter dikkate alınmaktadır. İlki “devletin kendi vatandaşlarından borçlanması halinde iç borcu, yabancılardan borçlanması halinde dış borcu ifade eden tabiiyet kriteri”; diğeri “borç alınan paranın milli para cinsinden olması halinde iç borcu, yabancı para cinsinden olması halinde ise dış borcu açıklayan piyasa kriteri”dir.
- İç borçlar: ülke içinde tasarruf sahiplerden, merkez Bankasından, bankalardan, parafiskal gelir elde eden kurum ve kuruluşlardan alınır.
- Dış borçlar: diğer ülkelerden, çok uluslu kurumlardan – IMF – Dünya Bankası – Bölgesel Kalkınma Bankaları, uluslar arası piyasalardan vs. alınmaktadır.
- Döviz cinsi – milli para cinsi borç
- askeri borç – iktisadi borç (iktisadi borçlarda aşağıdaki alt kısımlara ayrılır):
- Serbest ve bağlı krediler
- Program ve proje kredileri
- İki yanlı ve çok yanlı krediler
- Vasıflarına göre tasnif
- Cebri borçlar: borç verenlerin kendi rızaları aranmaksızın birtakım unsurlarla – vatanseverlik baskısı, borç vermeyenlerin devletini sevmediğine dair psikolojik – duygusal baskılar ya da kanuni baskılar vs. –borç vermesidir. Genelde cebri borçlarda faiz geri ödemesi olur, anapara ödenmesi aksayabilir.
- Gönüllü borçlar (ihtiyari -isteğe bağlı borçlar): borç verenlerin herhangi bir baskı olmadan kendi rızalarıyla tercihlerine göre istedikleri kişi veya kuruluşlara borç vermesidir. Günümüzdeki en yaygın borç çeşididir.
Dış borçların sebepleri
- Tasarruf açığı (ideal olan sebeptir, ülke kalkınmasında faydalı sonuçlara yol açar.)
- Ödemeler dengesi açığı (yine tercih edilmesi gerekli sebeplerdendir, dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler ülke ekonomisine de olumlu yansır)
- Eski borçların ödenmesi (kaçınılması gereken bir sebeptir, çünkü yeni borçlar daha yüksek faiz yüküne girilmesine yol açar, bu da ülke ekonomisi için olumsuz bir harekettir)
Dış borç alındığında milli para arzını etkilemekte, artışa yol açmakta ve iktisadi faaliyetlerin genişlemesine sebep olmaktadır. Geri ödendiğinde ise para arzının azalmasına – döviz stoğunun düşmesine ve iktisadi faaliyetlerde daralmaya yol açmaktadır.
Kamu borcunun kısa tarihi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk borçlanma 1854 yılında Kırım Savaşı nedeniyle olmuş, imparatorluktan kalan son borç 1954 yılında ödenmiştir. Osmanlı döneminde “ müslüman olmayanlardan askerlik hizmeti karşılığı alınan bedele “cizye”, toprak ve tarım ürünlerinden alınan vergiye “öşür”, fethedilen bir ülkenin halkı esir edilmeyip, toprakları kullanma hakkının kendilerine verilmesi karşılığı alınan bedele de “haraç” denilirdi.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında borçlanmaya gerek duyulmamış, 1930 yılında dış borca, 1933 yılında da iç borca başvurulmuştur. Sürekli artan oranlarda iç ve dış borca gidilmiş, yıllar itibariyle faiz yükü önemli boyutlara ulaşmıştır. Son dönemlerde borç anapara ve faiz ödemelerinde önemli gelişmeler kaydedilmiş olup; devlet borçlarının yönetimi (borç idaresi) Merkez bankası aracılığıyla Hazine Müsteşarlığı tarafından yürütülmektedir.
Klasikler borçlanmaya şiddetle karşı çıkmışlardır. Kamu borcunun sermaye birikimini önlediğini, milli sermayeyi aşındırdığını, verginin borca tercih edilmesi gerektiğini, borç yükünün gelecek nesillere yansıtıldığını, özel borçla bir farkının olmadığını, iç ve dış borç ayrımına gerek olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Keynesyenler ise borcun olağan bir araç olduğunu, sermaye birikimini ancak vergiler kadar bozabildiğini, mevcut sermayeyi aşındırıp yok ettiği şeklinde görüşün yanlış olduğunu, özel borçtan farklı olduğunu, iç ve dış borç ayrımının gerekli olduğunu, borç yükünü gelecek nesiller değil, borçlanan neslin çektiğini savunmaktadır.
Kamu borçlarının sakıncaları
- Kamu borçları siyasi iktidarların iktisadi ve mali yetkilerini sınırlandırır: mali, iktisadi ve siyasi tehlike durumlarının ortaya çıkması.
- Kamu borçları ülkenin üretim kapasitesini düşürebilir: vergi yerine alınan kamu borçları, özel harcamaları artırarak sermaye birikimini yavaşlatabilir. –borcun gelir ve servet etkisi
- Kamu borçları enflasyonisttir: Merkez Bankasından borçlanma enflasyonisttir, bankalardan borçlanma kaynakları veriş şekline göre enflasyonist veya anti enflasyonisttir – kaydi para mekanizması ve dışlama etkisi (crowding out), parafiskal gelir sağlayan kuruluşlardan borçlanma anti enflasyonisttir, kişilerden borçlanmanın gelir ve servet etkisi, enflasyonist baskısı vardır
- Kamu borçları milli gelir dağılımını daha da bozabilir: tahvil sahiplerine faiz verilmesi, yüksek gelir sahiplerinin daha da zenginleşmeleri gelir dağılımını olumsuz etkiler.
Kamu borcunun faydalı olup, olmaması borcun “kaynağına”, “vadesine”, “kullanım yerine” ve “ekonomini içinde bulunduğu durum”a bağlıdır.
Borç karşılıklı, gönüllü ve geçici (geri ödenir) özellikte iken; vergi karşılıksızdır, cebridir ve kesindir (geri ödemesi yoktur)
Röfinansman (refinansman): süresi dolan bir borç ödendikten sonra, aynı miktarda kredinin yeniden açılmasıdır.
Moratoryum: devletin alacaklı devletlere karşı borçlarını ödemekte acze düşmesini, yani bir anlamda iflas ettiğini ilan etmesidir.
Konversiyon: yüksek faizli bir borcun daha düşük faizli bir borçla değiştirilmesidir.
Konsolidasyon (tahkim): devlet borçlanması ile ilgili olarak, kısa süreli borçların uzun süreli borç şekline dönüştürülmesidir.
[wp_ad_camp_5]
İlk yorum yapan olun